bu şarkı ile ilk kez benden bir sokak çalgıcısı para alabilmiştir. ben vermedim resmen bunu çalıp zorla aldı kaltak!
şöyleki soğuk bir kış günü işten çıkmış, metroma binmiş, bahçelievler istasyonunda inmişim. adeta içim üşüyor. yukarı çıkacağım yürüyen merdivene yönelmişim. tam o esnada köşede zayıf çıtı pıtı bir abla elinde üflemeli bir çalıgı bir şeyler tıngırdatıyor. içimden "bir siktir git çay koy, bir işe gir çalış amına koyyim ebemle türlü fanteziler yapılmış zaten birde sana para mı vereceğim lan" diyorum. merdivene gidip yukarı çıkmaya başlarken tanıdık bir melodi duyuyorum. "oda nesi anski! süper babanın müziği değil mi lan o? evet evet bu o" diyorum. üşüyen içimi bir sıcaklık kaplıyor. yüzümde gereksiz, mal bir tebessüm var. "lan" diyorum "bu çıtır benim yüzümü iki üflemeyle güldürebildiyse bu yorucu günün sonunda hak etmiştir üç beş bir şey" ve önce yukarı çıkıyorum, sonra tekrar bir hızla aşağı inip ablaya teşekkür edip cebimde bozuk ne varsa veriyorum. bahçelievler metrodaki yürüyen merdivenlerin uzunluğunu da bilen bilir hani nası bir mutlu olduysam koşarak aşağı indim.
bu arada çıtı pıtı çalgıcı abla kusura bakma yukarda kaltak dedim, tam net hatırlamamıştım o an şimdi baya hatırladım alttan şarkıyıda açınca baya sevindim.
kısaca çıtı pıtı çalgıcı ablanın fülütünden dökülen eşsiz nağmelerdir.