linc saldirisina ugrayan halk cephesinin konuyla ilgili aciklamasi :
bir hafta arayla
edirne ve erzincan'da
linç saldirisi...
şimdi çok daha açik:
linçleri bizzat organize eden
akp'nin polisidir
3 ocak'ta, linç güruhları hareket halindeydi. edirne'de ve erzincan'da polisle işbirliği halinde bağımsızlık için mücadele eden devrimcilere, vatanseverlere saldırdılar. aynı gün, polis kars'ta da saldırdı. üç saldırı organize, planlı bir saldırıydı.
amerikancı faşist akp iktidarı, ülkemizi adım adım bir linçler ülkesi haline dönüştürmektedir. linç saldırıları, 6 nisan 2005'den, trabzon'da tayad'lılara karşı gerçekleştirilen linç saldırısından bu yana kesintisiz sürmektedir. 4,5 yılda, linç saldırılarının sayısı 40'ı aşmıştır.
bu kadar saldırıya rağmen, bütün linç saldırılarında saldırganlar, fotoğraflarla, kamera görüntüleriyle kayıtlı ve belgeli olmasına rağmen, tek bir linççi yargılanmadı, cezalandırılmadı.
bir ülkede, 4,5 yıl içinde 40'ı aşkın linç saldırısı oluyor ve tek bir linççi yargılanmıyor, cezalandırılmıyorsa, bu, linçlerin bizzat iktidar tarafından, devlet tarafından sürdürülen bir politika olduğunu kanıtlamaya yeter. linçleri hala üç beş sivil faşistin işi olarak, hala "münferit" olaylar olarak görenler, hala "vatandaş hassasiyeti" yalanına inananlar, bu tabloya iyi bakmalıdırlar.
polis ve linççiler, aynı gün üç ayrı yerde saldırıya geçtiler.
gençlik federasyonu üyesi öğrenciler ve halk cephesi üyeleri, 3 ocak'ta ülkemizin bir çok yerinde, 5 öğrencinin edirne'de haksız, hukuksuz, keyfi olarak tutuklanmasını protesto eylemleri yapacaklardı. bunu günler öncesinden açıklamışlardı.
peki linç güruhu için merkezi karar alan kimlerdir? kimler onları aynı gün harekete geçirdi?
edirne'ye giden halk cepheliler, saat 11.00'de edirne girişindeki turnikelerdeydiler. polis coplarla, biber gazlarıyla karşıladı onları. öyle saldırdılar ki, polisin elindeki biber gazı tükendi.
halk cepheliler, meşru ve yasal haklarını kullanmakta kararlıydılar. haklarının gasbedilmesi karşısında oturma eylemi yaptılar. saat 11.00'de başlayan saldırı ve direniş, tam 7 saat sürdü. polis, halk cephelilere edirne'ye doğru adım attırmadı.
edirne girişindeki turnikelerle şehrin arası, 5 kilometreydi. linç güruhu, edirne turnikeleriyle şehir arasındaki kilometrelerce mesafeyi, hiçbir engelle karşılaşmaksızın aştı ve gelip orada polisin saldırısına katıldı. polis, adeta buyur etti linççileri. coplayarak, biber gazlarıyla hareketsiz hale getirerek otobüslere doldurduğu halk cephelileri, linççilerin karşısına attı... aynı şey erzincan'da da oldu. polis tarafından zorla otobüslere bindirilen gençlik federasyonu üyelerine karşı da linç güruhu, polisin işaretiyle saldırıya geçti. polis saldırıyı alenen kışkırttı, organize etti, yönetti.
herşey ortadadir: linççilere çağrı yapan, linççileri teşvik eden, linçleri bizzat organize eden akp'nin polisidir. edirne'de ve erzincan'da linç saldırısının her aşaması, polisin denetimi ve yönetimi altında olmuştur. herkes emin olmalıdır ki, polisin bilgisi ve denetimi dışında, vatanseverlere, devrimcilere tek bir yumruk atılmamıştır.
halk cephesi'ne karşı edirne girişine barikat ören edirne polisi, linç güruhunu engellemeyi hiç düşünmedi bile. erzincan'da da aynısı oldu. bunun sonucunda sivil faşistlerin başını çektiği linççiler, "devlet güçlerine yardımcı kuvvetler" olarak polisin yanıbaşında ve onun icazetinde saldırıya katıldılar.
bir polis saldırdı, bir linççiler. polisle linççiler arasında tam bir işbirliği ve anlaşma vardı.
bu işbirliği ve anlaşmanın sonucudur ki, linç güruhu görevini yerine getirdikten sonra, ellerini kollarını sallayarak çekip gitmişlerdir. polis, edirne'de, erzincan'da ve kars'ta yasal, demokratik hakkını kullanmak isteyen devrimcileri, vatanseverleri gözaltına aldı. belki edirne'de 27 aralık'ta gerçekleştirilen linç saldırısında olduğu gibi, tutuklayacaklar da...
faşizme hayat veren, faşizmi besleyen, en saldırgan, en kanlı, en kirli yöntemlerden biridir li̇nç. faşizmi besleyen en kanlı damardır. yukarıdaki tablo, linçlerin faşizmin bir politikası olarak uygulandığına ve bu saldırıların bizzat akp'nin polisi tarafından organize edildiğine dair hiçbir kuşkuya yer bırakmamaktadır.
faşist politikaları milli çıkarlar, faşist terörü de milliyetçilerin tepkileri gibi sunmak, faşizmin en klasik yöntemlerinden biridir ve linçlerde de yapılan budur. linç saldırıları, hem linçlerle kışkırtılan kesimler için, hem de en geniş kitleler açısından büyük bir aldatmaca operasyonudur. linçlerde her şey baş aşağı çevrilir, aklar kara, karalar ak gösterilir.
biz "amerika defol" diyoruz. siz bize saldırıyorsunuz.
biz ülkemizin bağımsızlığı için mücadele ediyoruz. siz bize saldırıyorsunuz.
bir düşünün, siz kime hizmet ediyorsunuz?
bu ülkede vatanseverlerin sesinin bastırılması, kime hizmet eder?
linççiler, biraz düşünün; göreceksiniz ki, amerika'nın hizmetindesiniz.
amerikancı, işbirlikçi, faşist, şovenist kesimler tarafından aldatılıyor ve kullanılıyorsunuz.
erzincan'da polis gençlik derneği üyelerini gözaltına alarak ve zorla eylemi yaptıkları yerden uzaklaştırdıktan sonra, linççiler, eylemden kalan dövizleri, pankartları yakıyor. peki ne yazıyordu o dövizlerde? o dövizlerde "abd defol, bu vatan bizim" yazıyordu.
"burası edirne, burada hain yok" diye slogan atılıyor edirne'de. edirneliler, "hain"diye yanlış kişileri belletmişler size, yanlış hedefe saldırıyorsunuz. bu büyük bir aldatmacadır, büyük bir oyundur.
bu ülkede çok vatan haini var ve onlar, iktidardadırlar, suyun başını tutanlardırlar. akp'sinden chp'sine mhp'sine kadar tüm düzen partileridir. genelkurmaydır. polistir. mi̇t'tir. bunlar, emperyalizmin ülkemizdeki çıkarlarının bekçileridir. eğer edirne'de ve ülkemizde hainlere yer yok diyorsanız, işte vatan hainleri.
imf'yle anlaşma yapanlar, halk cepheliler değil, bunlardır.
amerika adına savaşsın diye afganistan'a asker gönderenler, halk cepheliler değil, bunlardır.
i̇ncirlik üssünü işgalci, işkenceci yankee'lere açan, halk cepheliler değil, bunlardır.
ülkemizin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını emperyalistlere peşkeş çekenler, halk cepheliler değil, bunlardır.
linççileri bize saldırtanlar, milliyetçilik örtüsü altında amerikancı, işbirlikçi politikalarını gizlemek isteyenlerdir. tekrar soruyoruz, kim hain? halk cephelilere saldırarak ki̇me hi̇zmet edi̇yorsunuz?
edirne'de, erzincan'da 3 ocak günü yaşananlar, "vatandaşların tepkisi" değildir. bu, "halkın" göstericilere saldırısı değildir. bu, "iki grup arasında çatışma" değildir.
bu bir li̇nç saldırısıdır. saldıranlar, halk değil, bizzat kontrgerillanın yönlendirdiği ve sivil faşistlerin başını çektiği bir güruhtur. kışkırtılmış, kandırılmış, aldatılmış sıradan insanların katılmış olması, o kalabalığı ne "vatandaşlar" yapar, ne de "halk".
saldıranlar, farkında olsunlar veya olmasınlar, amerikan emperyalizminin uşaklarıdır. çünkü amerikan emperyalizmine karşı mücadele edenlere saldırmaktadırlar. linç edilmek istenen, emperyalizme karşı "bağımsız türkiye"yi savunanlardır.
amerikancı akp iktidarı, halkımızın emperyalizme karşı mücadelesinin yükselmesinden rahatsızdır. bunun için saldırıyor.
akp iktidarının hiçbir eleştiriye, muhalefete, direnişe tahammülü yoktur; bunun için saldırıyor.
faşizm bu damardan daha fazla kan akıtmadan, bu oyunu bozmalıyız. linç saldırılarının karşısına açıkça ve cüretle çıkmalıyız.
devrimci, demokrat, ilerici güçlerin bugüne kadar linçler karşısında iyi bir sınav verdiği söylenemez. faşizmin bu yönteminin karşısına birlikte bir güç olarak çıkılamamıştır. ancak çıkılmalıdır. linç saldırıları, kime yönelmiş olursa olsun, tüm ilerici, devrimci, demokrat, vatansever güçlere yöneliktir.
linç politikasına karşı, birincisi; herkes, kendi cephesinden, kendi anlayışıyla mutlaka linçlere karşı bir tavır geliştirmeli, ikincisi, tüm ilerici, devrimci, demokrat, vatansever güçlerin linçlere karşı birlikte mücadelesini sağlamalıyız.
sinmeyeceğiz, yilmayacağiz, yine meydanlarda olacağiz
amerika defol diye haykirmaya devam edeceğiz
demokratik, vatansever bir talep için imza toplamak bu ülkede yasal bir hak değil mi?.. basın açıklaması yapmak, yasal bir hak değil mi?.. akp iktidarı ve edirne polisi'nin görevi, insanların bu demokratik hakkını kullanmasını sağlamaktır. fakat linççilerle birlikte bu hakkı yok eden akp ve onun polisidir.
herkes bilsin; akp iktidarı bilsin, akp'nin polisi bilsin.
dostlarımız ve düşmanlarımız bilsin. yasal ve meşru haklarımızı kullanmakta ısrar edeceğiz.
meydanlara çıkmakta ısrar edeceğiz. anti-emperyalist mücadele bayrağını dalgalandırmakta ısrar edeceğiz.