türkiye'nin bir köşesinde, her şeyden uzakta, bilime gönüle veren bir insan, hakkari üniversitesi rektörü. yanımda olsa gidip elini öpeceğim, tebrik edeceğim o derece... *
bu zaman da böyle insanları bulmak çok zor. gerçekten. çıkarlar dünyası olmuş her şey. herkes kendi rahatını düşünür olmuş. "gitsin başkaları yapsın" olmuyor işte öyle. herkes birbirine atarsa işimiz yaş. türkiye'nin dünya çapında listelere soktuğu üniversiteler zaten azken, bu tarz insanların değerini bile anlayamıyoruz. bilime gönlünü vermiş insanlar hep unutulmaya mahkum olmuş. yazık, gerçekten yazık...
batıda olup car car öten profesörler var. belki tanık olmuşunuzdur. anlam veremezsiniz. beğenmezler, yatarlar oldukları yerde. profesör olduktan sonra makale falan yapmayı da bırakırlar. doğu desen, tırsıp kaçarlar. "o kadar okudum, emek harcadım, taşraya mı gideceğim bir de" mottosu vardır. bak şu insana, oxford'da çalışmalarda bulunmuş, adam bir de hakkari'yi seçiyor. ne diyelim, başarısı daim olsun. sözüm aydın profesörleri incitmesin, onlar bunlardan muaftır.