toplumla ve kendimizle yüzleşmekten kaçma güdüsüdür.nereye gidersek gidelim, yanımızda gelir ondan kurtulmak mümkün değildir.
bazen fırına gireriz, yanımızdakiler gözümüzün içine bakar diye: '' abi bana 2 ekmek.'' diyemeyiz dakikalarca öylece bekleriz sırada. bazen otobüse bineriz, yanımızdaki koltuk boştur: ''bayan gelin burası boş.'' diyemeyiz, öylece boş gideriz koltukla. bazen berbere gideriz:'' abi makasla fazla girme arkalara.'' sözünü bile içimize atarız, diyemeyiz, halbuki ideal tıraşımız içimizden geçendir. hatta okadar ki bazen evin içinde gezinen annemize: ''anne bana bir bardak su verir misin.'' talebi çıkmaz ağzımızdan, dilimiz damağımız susuzluktan kurumuştur halbuki, üstelik çekindiğimiz annemiz...