der ve uzaklasir genc adam

entry326 galeri
    189.
  1. - sevdiklerimi kaybetmenin acısını bir an önce aradan çıkarmak için harekete geçsem iyi olacak!
    - baş parmağı boğum yerinden ayırma şakası da tarih oldu be. Vaay anasını..
    - daha önce kendisine yönelik edilen beylik lafların dışında nokta laflar duyduğunda önemsemeyip, kendisi açısından ayrı bi yere sahip ''ünlü'' birinden edilen o nokta lafa anlamca en yakın lafı başka bi konuya istinaden duyduğunda hak veren tipte kişiler kendilerine ait bi düşünceyi bina ederken bile popülist referans peşinde koştuklarının açık bi delili değil de nedir atoplumsal gerçekçi sözlük yazarı kardeşlerim benim?
    - bizim işçimizin asıl işi, meydanlara çıkıp hakkını aramak vs. olsa, böyle ütopik bi iş düşün, sayıca, yumurta kendi kapılarına dayandığında meydanlara dökülen işçilerden bile daha az kişi o işinin başında olurdu diye düşünüyorum. bana ilk taşı meydana çıkanlarınız atsın!
    - geride bırakılan sene için ''hareketli bi yıldı'' girizgahı ile yorumlarda bulunmak bir kaç on yıl sonra geride bırakılan klişelerden olacak gibime geliyo. bu, girizgahlı cümle ''ben sağlam bi klişe olacam bak görürsün'' diyerek hareketli bi yıl olması beklenen yeni bi yıla bizle beraber girer gibime geliyo.
    - aralarında, sorulduğunda ''bahane edebilecek kadar'' mesafe olan taraflardan, edilen lafı karşılayan tarafın edilen lafın işine gelmemesi halinde kasssımpaşa'ya işi bağlayıp, temaşaya tanıklık eden yanındakilere dönerek ''bi ses geliyo ama anlaşılmıyo, duyanınız var mı? '' vari laflar etmesi..
    - şayet yılbaşına ramak kala gazeteler milli piyango bileti hediyeli olarak satışa çıksa, bi kaç gazete hariç tabii, tiraj bakımından hürriyet ipi göğüslerdi gibime geliyo. bi abla da orda var ya hani..(-salak!)
    - klişelerden kaçınmak klişeleri bilmekten geçer!
    - uzağı görmek için dürbün yapan akıl, uzağı duymak için harekete geçti mi bilmiyorum ama geçmediyse isabet olmuş, bu tip bi alet edevatta ne ola ki?. e telefon ne oluyo o zaman diyebiliritesi yüksek kardeşim, aranıza karışınlar oluyo onlar için diyorum, biraz algı, izan, mizan vs. çııın!! hemen küfür etmeyin lan!..
    - eğimli yollarda, yağan yağmurdan mütevellit, yukarıdan aşağıya basamaklı akan küçük sele artistik bi biçimde fırlattığım tükürüğümü gözden kayboluncaya kadar izlerim.
    - allah kimseye, boy aynası karşısında, 'komıklık' olsun diye, elleri bele koyarak, 'gidip gelme provası' yaparken, babaya yakalanma talihsizliği yaşatmasın. sıvazspor formasıyla derinlemesine top koştururken yakalanmayı bu tip bi görüntü vermeye tercih ederdim hacı. hakkatten. ailenin küçük beyi hesabı, küçük sapığı olarak algılanmak üzereydim ki aynı hareketleri 'açma germe'ye vurarak yırttığımı düşünmek istiyorum. ''allaam inşaalah yırtmışımdır. yoksa nasıl bakarım ailemin yüzüme'' demiyorum ama hacı, nihayetinde yeni kulplar buluruz evelallah ehe ehe.
    - aklı başında olan bi kel 'beni baştan yarat' kalıbını her duyduğunda aklı başında olmaya devam eder. ne var ki bunda?
    - yanınızdakinin yanınızdan kalkıp, tabire bak, başkaca, boş bi koltuğa otursa neyse de, üçüncü gözler eşliğinde manasız bi tavırla salınıp ayakta dikilmeyi tercih ederek baya da bi yol alması, otobüsün içinde değil, otobüsle beraber, lütfen, kafalarda, o eşlik eden üçüncü gözlerin kafalarında, ''ya osurup duruyodur, ya da ter menşeili leş gibi kokuyodur'' gibi düşüncelerin oluşmasına neden olabilir. hatta yanınızdan kalkan hatun bi kişiyse ''işin içinde tacizlik bi vakada olabilir'' suizanını da beraberinde getirebilir. burda yapılması gereken genç çüklü arkadaşlarım, sizin de ordan kalkıp ''varsa bi sorun koltukta arayın ipneler''e bağlanmasını sağlamaktır. ya da s.ktir edin a.q. mis gibi yayılarak oturun. daşşak kebabı yapın. bu ne lan! öyle düşün, böyle düşün, otobüste bi rahat yüzü göremiyecek miyiz kardeşim biz. di mi?
    - bana güleni yaşatmam, gülmekten öldürürüm!
    - marketten yada pazardan falan, meyve sebze alışverişini yapmış, evine yol alan tanıdık orta yaş üstü teyzelerin, amcaların, poşetlerini açarak ikramda bulunması sırasında, yıkanmadan da yenebilen meyvede karar kılmışken, içlerinden sadece muz ile kivi için bunun geçerli olduğunu gördüğümüzde, kim bilir ne kadar para verdiler, muzu almayı bi kenara bırakarak, dişleri kesmediği için hep yumuşak meyve alışverişi yapılmış tabii, kivi de karar kılmak daha doğru gibime geliyo. hatta en doğrusu hiç almamakta, bazıları bayaa ısrarcı oluyolar. yoksa neme gerek. istesem ben de bi kilo zengin meyvelerinden alırım ki.
    - Masanın veya sıranın üzerine düşürülen uçu almak için parmak uçunun etli kısmını uçun üstüne hafiften bastırıp geçici mıknatıslanmayla almaya çalışan öğrenci kardeşim, kaç uç kullanıyon? Almayanıın!
    - vakti zamanında, küçükkene, inşaatlarda, inşaat önlerinde falan çivi toplarken, eğilip elle tek tek toplamak da varken, inşaat ya oralar hep, eğilmek de pek akıl karı değil hani eheh, ucununa ip bağladığı mıknatısla bir batında daha fazla çivi toplamayı tercih etmiş olan dönemdaşlarıma selam ederim. hatta mıknatısı ekranda görüntü oluşsun diye televizyona yaklaştıranlara daha bi selam ederim. hatta ve hatta bu iktidar sahipleri şey pardon replikler karıştı hatta ve hatta topladığı çivileri koyduğu poşetler, kevgire dönmesin diye iki-üç kat poşet kullananlara, bununla da yetinmeyip çıkın yaptığı gazetelere sararak işini sağlama alanlarına daha bi daha selam ederim. gel lan öpücem her yerlerinden öpücem, yine yanlış replik. eheh.
    - gazetelerde yer alan düğün haberlerinin başlıklarının el yazısı fontunda kullanılıyor oluşunun nedeni, sözüm ona el yazılarında harfler nasıl ki birbirlerinden ayrılmıyorlarsa evlenen çiftler de öyle ayrılmasınlar kaynaklı imiş. ya da ben yalan söylüyorum.
    - kendisine malumatla harmanlanmış bi düşüncenin paylaşımı sırasında, dünyasında yeni bişi öğrenmenin ya da farklı bi bakış getirilebilir düşüncesinin esamesinin karşılığı olmayaların, duyduklarına ilgisiz kalmalarının altını, ukalalık olarak doldurmaları mümkün. kendi adıma, ukalalıkla da anlatılsa dinlerim abicim. akşam koyun koyuna yatacak halimiz yok ya. çok çok kulağımı s.ker o kadar. o kadar!
    - siz hiç, lafım çüklü olanlara, eğleşmediğiniz bi semtteki kahvenin önünden geçerek köşeyi dönmek üzereyken, köşedeki 'oynak' bi kadının ricası üzerine, ola ki homemade hesabı kırmayıp, kahveden kocasını çağırmak için içeri girdiğinizde ''pazarcı mehmet abi varmış'' diye birisine sormadan önce aklınıza gelen ''iyi de sen bizim karıyı nerden tanıyon lan'' deme ihtimali geldi mi? benim geldi. kahvede birini bakıyomuşum ayağına bi tur atıp ''abla yarım saat kadar önce çıkmış'' dediydim.. olası 'dostuma'.
    - mutfak tezgahı altında ya da banyoda bi kaç gün kesilen sulara tedarik amacıyla dolu olarak bekletilen bidonlar ah o unutulmaz bidonlar zaman sonra kullanılmadığında içindeki suyu tazelenen bidonlar...patates, soğan çuvalları... ah o merdivenin başında anneye, halaya içinden ikişer üçer tane ele avuca alınıp götürülen patates, soğan çuvalları ah.
    - şimdi çalacağımız şarkı sevdiğiniz bi şarkıysa radyolarınızın sesini biraz daha açabilirsiniz önerisinde bulunan radyocular ''çalınan sevmediğimiz bi şarkıysa radyonun sesini kısma yada başka bi frekansa geçme'' önerilerinde bulunmuyo olmalarına bi önerim ya bize ''sevmediğiniz bi şarkıysa sesini kısabilirsiniz de dersiniz'' ya da ''başka bi frekansa da geçebilirsiniz'' dersiniz, ''maazallah yoksa biz ne pohh yeriz'' olduğu gibi, bi önerim de ''klişede boğulan, sadece radyofoniğiz diye program sundurulan radyocu bozuntularıyız biz''i şarkılardan önce, radyonun sesini açma önerilerinde bulunmadan yüksek sesle tekrarlamaları yönündedir.
    - paris hilton 13 hayvanıyla beraber yaşıyomuş. erkek arkadaşlarını da saymış mı demek yerine 'o evde ben kalsam sayı değişir ama genel toplamda bi değişiklik olacağını zannetmiyorum' demek istiyorum.
    - filmlerde ölen birinin açık kalan gözlerini kapatırken gördüğümüz ellerde el mankenlerinin parmağı olduğunu düşünüyorum.
    0 ...