genelde doğru, yerinde şeyler yazan ama bugünkü yazısında biraz populist bir yaklaşım içersine girip yanlış düşünen yazar. trabzon ile diyarbakır'ı işin içine dahil etme çabası beraberinde en az 20 şehri daha olaya katmak için haklı sebepler bulmak anlamına gelir ki, bu haklı sebepler ne trabzon ne diyarbakır ne de diğer şehirler için böyle büyük bi organizasyonu kaldırabilecek yeterlilikte değildir.
olaya sadece alt yapısal olarak bakmayalım. belki 6 sene içersinde o şehirlere güzel statlar inşa edebilirsin. hatta güzel oteller, binalar dikebilirsin, belki cidden bütün dünya taraftarını kucaklayacak bi alt yapı kurabilirsin. ama bu yaptıkların at sikinde kelebek misali kalır. amacım bahsedilen şehri aşağılamak değil. olayı çok yönlü irdelersek:
1-)öncelikle daha önce de bahsedilmiş ama tekrar edelim. ulaşım sorununu kolay kolay çözemezsin. uçak seferlerinin seri bir şekilde olması lazım gelir. otobüsle de uzak mesafe çekilmez.
2-)bölgelerin sosyo-kültürel yapılarını baz alırsak, trabzon veya diyarbakır halkı, misal bir ingiliz holiganın taşkınlığına seyirci kalmayabilir. oralarda herhangi bir yabancı taraftarın yaralanması veya ölmesi, bu güzel şehirleri dünyaya tanıtacağız derken işin içine iyice sıçmak anlamına gelir. sadece trabzon veya diyarbakır halkı için değil, güney ve doğu anadolu'daki birçok şehir için geçerli bu maalesef. 21. yüzyılda hala rererö evet...
3-)mehmet demirkol'un kıyasladığı ülkeler ''la bunlar yapmış, yaptı yani gittik gördük eğlendik'' dediği ülkelerle türkiye'yi kıyaslamak abesle iştigaldir.
4-)kaldı ki 80 yıldır düşünülmeyen yerler bi amına godumun şampiyonası için düşünülüyorsa da ayrı bi ayıptır. ''bölge halkı sikimizde değil ama nabalım söz konusu futbol ve tanıtım olunca az şekil verelim bari'' demektir.
5-) gönül isterki ülkemizin her köşesinden birer şehir olsun, ama şartlar ortada, o yüzden bu eleştiriler boş gibi geliyor bana.
