ahmet necdet sezer

entry1687 galeri
    1003.
  1. bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olan dürzülerin belli kalıplarla salladığı adamdır.

    bu entry ile beraber 1220 entry yazılmış hakkında. eleştirilemez mi? elbette eleştirilebilir arkadaş bu adam ama "sallayan" adamları -ki, ben onlara kısaca "ağzını yüzünü siktiklerim" diyorum- gördükçe bu adamın uğradığı muamele hakikaten mide bulandırıcıdır.

    eleştiren değil, sallayan yazıların alayında 3 kalıp vardır. bu kalıpları irdeleyelim hep beraber ki, bu ağzını yüzünü siktiklerimin düştüğü durum daha net ve parlak şekilde ortaya çıksın.

    1. kalıp "vetocu" kalıbıdır.

    işbu kalıba göre ahmet necdet sezer akp'den gelen her yasayı veto etmekte, işlerin yürümesini engellemektedir. şimdi bak yavru ceylan, adamın en önemli görevlerinden biri çıkan yasaların anayasaya uygunluğunu denetlemek. bir yasa anayasaya uygun değilse elbette veto yer. ayrıca, veto edip meclise geri gönderdiği yasa aynen onaylanıp geri gönderilirse bunu onaylamak zorundadır dilerse anayasa mahkemesi'ne dava açar iptal için. çankaya noteri vol. 2 abdullah gül'ün, maddi hata yapılarak oda başkanlarının dolandırıcılıktan hüküm giyme şartının arandığı yasayı onayladığını da gördük! ha, bazı at yarraklarına sorsan "hangi yasayı veto etti lan?" diye, bilmez. sadece "höy höy höy hocu adam statükocu veto ediyor!" der. "lan hangi yasayı neden veto etmiş, bir söyle" dersin, cevap veremez. akıl ancak ona basar.

    2. kalıp, "teröristleri affediyor" kalıbıdır.

    işbu kalıba göre ağzını yüzünü siktiklerim, cumhurbaşkanının af yetkisinin kendiliğinden kimi isterse affedebildiğini zannederler. hayır küfür ediyorum çünkü, bu ağzını yüzünü siktiklerime cumhurbaşkanının af yetkisi bir tık uzakta! ulan öküz aç internete google denen zımbırtıya ya "cumhurbaşkanının af yetkisi" yaz en basitinden oku nasıl gelişiyormuş süreç? adli tıp süreci, adalet bakanlığı süreci cumhurbaşkanlığı makamı zurnanın son deliği. dönemin adalet bakanı cemil çiçek onaylı o afların hepsi. cemil çiçek okeyleyip, onaya sunuyor! fakatınız at yarrakları anlamaz ancak öter "höy höy höy hocu teröristleri affediyor" be amına koyduğum, 1970'lerde kahvede gazete okuyan ilkokul mezunu cahil cühela değilsin. internet var lan elinin altında oku öğren dürzü!

    3. kalıp, "başbakana anayasa fırlattı kriz çıkarttı" kalıbıdır.

    şimdi bu dürzüler dönemin ekonomik konjonktüründen bihaber gençlerdir. 2001 krizinde toplasan en fazla 14-15 yaşındadır dürzü, hayır tamam doğru düzgün yaşamamıştır o dönemi ama en azından araştırıp okumamıştır bile o dönemi! be at yarrağı, 2001 krizinden çok değil 1,5 yıl evvel ne yaşadı bu ülke? tazele hafızanı tazele! 17 ağustos 1999 bir şey hatırlattı mı sana? şimdi aynı dürzüye sormak isterim, lan bugün bu ülke 17 ağustos depremi gibi bir depremi bugün yaşasa soruyorum bırak 1,5 seneyi, 6 ay dayanabilir mi şu anda akp'nin bize armağan ettiği müthiş sağlam(!) ekonomimiz? ayrıca anayasa fırlatılmamış, masanın üzerinden kaydırılarak "yaptıklarınız anayasaya aykırı, bilmiyorsanız okuyun sayın başbakan!" denmiştir. hüsamettin özkan'ın gazıyla da dönemin başbakanı bülent ecevit çıkmış "bana anayasa fırlattı" demiştir. ekonomi zaten krize girecektir, "anayasa olayı oldu diye" değil, ekonomi zaten kötü olduğu için krize girmiştir. ayrıca, 2001 krizinde de "teğet geçen" son kriz dönemindeki kadar iş yeri kapanmamış, işsizlik oranı "muhteşem" olan bu dönemin ekonomisindeki kadar da yükselmemiştir! ayrıca, o dönem çıkarılan "bankacılık yasası" sebebiyle de küresel krizden bankalarımız etkilenmemiştir. yani ey geri zekalı ağzını yüzünü siktiğim, bankaların son küresel krizde yara almamasının sebebi akp hükümeti değil, 57. hükümetin çıkardığı bankacılık yasası'dır! ha, sen bilmezsin o ayrı. anca, "kriz yok, bankalar batmadı" dersin. kur farkını da hesaba kattığında ekonomik küçülme dolar bazında yaklaşık %26'dır! türk ekonomisi o sövdüğün 2001 krizinde bile bu denli küçülmemiştir. sen bilmezsin zira, elinin altındaki interneti dahi kullanamayacak derecede bir öküz olduğundan bilmen mümkün değil.

    bir de bir noktaya değinmek istiyorum, ötv; 17 ağustos depremi'nden sonra, depremin ekonomik etkilerinin giderilmesi için, depremin ekonomik etkileri sonlanınca kaldırılmak üzere "geçici" olarak çıkarılmış bir vergidir. 17 ağustos depremi'nin ekonomik etkileri 2004 yılında -akp döneminde- son bulmuştur, ekonomik deha akp hükümeti, ötv'yi kaldırmak bir yana, devamlı arttırmıştır! ekonomimiz muhteşem olduğundan, 5 yıl gecikmiş de olsa, ötv'nin kalkması hoş olmaz mı? neden kaldırılmıyor? sana soruyorum ampul kafalı, bu ekonomi muhteşemse, ötv neden kaldırılmıyor, hoşuna mı gidiyor sikilmek? sorgulasana bir hadi?

    4. kalıp, "ideolojik davranıyor" kalıbıdır.

    şimdi hacı, bu adam dsp'nin büyük ortak olduğu hatta dsp başkanının başbakan olduğu hükümetin "anayasaya aykırı" olarak düzenlediği yasaları da veto etmiştir! hatta bazı düdüklerin "anayasa fırlattı" dediği olay yaşanacak kadar fikir ayrılığı yaşanmıştır! hangi ideoloji o zaman ha, hangi ideoloji? dsp'ye, merkez sağ anap'a, sağ mhp'ye bile adam kök söktürmüş "hukuk" konusunda!

    madem adamsınız, anayasayı değiştirin arkadaş? yok mu götü yiyen? demokrasi istiyorsak, bu anayasa değiştirilmeli, siyasi partiler kanunu değiştirilmeli ama senin için önemli değildir, senin asli görevin bunları talep etmek değil, oy kullanmak çünkü! demokrasi kavramının sende yarattığı algı, oy sandığının hacmi kadar!

    5. kalıp, "yurtdışı gezisi yapmıyor" olayıdır.

    lan at siki, devletin yürütme organı başbakanın başında bulunduğu hükümet eliyle yapılır. sen önce cumhurbaşkanının yetki ve görevlerini bir öğren de sonra öt, inek! cumhurbaşkanı, erklerin koordinasyonunu sağlar, uzlaştırma mekanizmasıdır. cumhurbaşkanı kapı kapı gezip "iş takibi" yapmaz! cumhurbaşkanı 1 numara olduğu halde, bir bakanı, bir şehirdeki bir parti binasında bayramlaşma törenindeyken arayıp "oradaki arkadaşların da bayramını kutluyorum" diyerek "parti kimliğini" sırtına geçirmez! ayrıca, dış politikada gezme muhabbeti olarak, fransa gibi yarı başkanlık sistemine sahip değiliz veya abd gibi başkanlık sistemine. şimdi soruyorum, italya başbakanını hepiniz bilirsiniz ama cumhurbaşkanını bileniniz var mı? peki almanya cumhurbaşkanını? peki yunanistan? peki ya çek cumhuriyeti cumhurbaşkanını? peki ya portekiz? var mı ulan tanıyanınız? hadi sondakileri siktir et de, almanya ulan almanya var mı tanıyanınız? peki ispanya kralını tanıyanınız var mı? bu ülkelerin başbakanlarını sorsam alayınız en az 3 tanesini söylersiniz ama değil mi?

    vel hasıl, 5 tane kalıpla iş yaparlar, birbirinden komik! lan adam gibi materyaller sunarak, ayrıntılandırarak adam gibi bir eleştiri getirin alkışlayalım ama dangalakça işler peşinde koşup, 2 tıklamayla doğru bilgiye ulaşabileceğiniz şeylere ulaşmadan zeka kapasitenizi zorlamadan kelamlar etmeyin.

    ha unutmadan bazıları da makam aracı muhabbeti yaparlar. adam tasarruf için başbakanınız gibi her sene milyon euroluk zırhlı mayback almadığı için, araçları eskidir. abdullah efendi de beğenmemiş, dışişleri bakanı iken kullandığı ahmet necdet sezer'in makam aracından daha "lüks" olan aracı istemiştir geçici olarak. ayrıca, gerek kendisi dönemindeki gerekse de abdullahcığımın dönemindeki çankaya köşkü bütçe rakamları da ortadadır.

    ya gidin bokunuzla oynayın ya da eleştirecekseniz de adam gibi "buram buram" bilgi kokan verilerle eleştirin!
    0 ...