bunun adi teneke suikast
sözde bülent arınç suikastı
atilla akar türkiye'de suikast konularını araştırmış yazmış nadir gazetecilerden biridir. gazeteci-yazar akar, atillaakar.com.tr sitesinde bülent arınç "suikastını" bakınız nasıl değerlendirdi:
bu kez lafı dolandırmadan doğrudan konuya gireceğim. dünya ve türkiye tarihinde olmuş bütün suikastları ve girişimlerini incelemiş, bu konuda iki de kitabı olan bir yazar olarak söylüyorum; başbakan yardımcısı sayın bülent arınça yönelik olduğu söylenen suikast iddiası türünden acayip bir olayı ilk defa görüyorum. bana göre dile getirilen iddiaların bazı açılardan oldukça kafa karıştırıcı yönleri mevcut. gene de iddia vahimdir ve üzerinde çok yönlü olarak düşünülmelidir.
daha doğrusu suikastlar tarihinde ve istihbarat literatüründe böyle bir kavram mevcuttur ve daha ziyade sanki onu andırıyor gibidir. bu kavram teneke suikasttır. (teneke suikast: çeşitli siyasi hesaplarla gerçekte yapılmamış ama yapılmış yahut yapılacakmış gibi gösterilen suikasttır. daha doğrusu gerçek suikasttan ziyade suikastın şovudur. örneğin geçmişte françois mitterandın kendisini yeniden siyaseten parlatmak ve gündeme oturtmak için böylesi bir düzmece suikast tertiplettiği söylenir.) meraklı okurlarıma bu konuda bernard thomasın -kitapçılarda değil ama sahaflarda bulabilecekleri- tarih boyunca polis kışkırtmaları (koza yayınları. 1975) başlıklı eserini okumalarını tavsiye ederim.
ancak konuya girmeden önce önemle belirteyim; burada bülent arınçın kendi kendine olmayan bir suikast girişimi tertiplettirdiğini yahut bu imajı yarattığını iddia edecek değilim.
fakat burada bazı güçler bülent arınç üzerinden, arınçı da içerir bir şekilde (ki, ak parti içine ordu karşıtı beyanlarıyla en çok öne çıkan isim o olduğu için seçilmiş olabilir) bir senaryo hazırlamış ve uygulamış olabilirler. muhtemelen buna servis edilme biçimine bağlı olarak bülent arınçda inandırılmış olmalı ki, o günden beri adeta bağırıp duruyor.
hatırlarsak partisinin manisadaki danışma meclis toplantısında üstü kapalı olarak konuya değinen arınç şunları söylemişti: siz bu zihniyetle devam ederseniz, bizi vatan haini gözüyle görmeye devam ederseniz ve bu suçlamalara aynen iştirak ederseniz türkiyede birilerine hedef göstermiş olursunuz. bu birilerinden hedef gösterdiğiniz insanlar bir şekilde zarar görecek olursa memnun mu olacaksınız? bülent arınç, bununla da yetinmeyip olayı mgkna götüreceğini söyleyip, bir milli güvenlik sorunu haline getireceğini de ayrıca açıkladı. (bülent arınç gerçekten bu konuyu mgkya getirir ve genelkurmay başkanı orgeneral başbuğun istifasını isterse o zaman kafamda bazı soru işaretleri kaçınılmaz olarak oluşacaktır ama şimdi değil!) bakalım iş nereye varacak?
hatta böylesi muhtemel bir suni suikastın ikili bir amacı bile olabilir. hem arınç üzerinden orduyu zorda bırakacak fiili bir durum yaratmak hem de arınça bir dolaylı gözdağı verilerek ona muhtemel bazı konulardaki ittifaklarından geri adımlar attırmak. (bu arada bülent arınç'ın bayramdan sonra "ne danıştay ne bülent arınç kalacak?" şeklindeki sözlerini de nedense hatırladım!) kısaca ister gerçek ister uydurma olsun olayın kendisi gerçekten ilginç. maalesef toplumumuz, medya, istihbarat merkezleri, yöneticiler şu anda tek odak teorisine fazlasıyla kapıldıklarından, şablon izahlar a fazlasıyla inandıklarından çoklu odakları ve planları yeterince göremiyor olabilirler.
kolay infiale kapılma, aceleden gaza gelme, hemen hazır adresler gösterme, etiketleme standart beyinlerin en tipik göstergesidir. kuşkular nedense hep tek yönü ve tek adresli yorumlar duyulurken başka türlü de olabileceğini akıllarına dahi getirmek istemiyorlar. oysa oyun içinde oyunlar olabilir ve bunlar öyle konserve izahlarla bir çırpıda anlaşılamaz