bülent arınç

entry2301 galeri
    406.
  1. gelelim alıntımıza:

    bunun adi teneke suikast
    sözde bülent arınç suikastı

    atilla akar türkiye'de suikast konularını araştırmış yazmış nadir gazetecilerden biridir. gazeteci-yazar akar, atillaakar.com.tr sitesinde bülent arınç "suikastını" bakınız nasıl değerlendirdi:

    “bu kez lafı dolandırmadan doğrudan konuya gireceğim. dünya ve türkiye tarihinde olmuş bütün suikastları ve girişimlerini incelemiş, bu konuda iki de kitabı olan bir yazar olarak söylüyorum; başbakan yardımcısı sayın bülent arınç’a yönelik olduğu söylenen suikast iddiası türünden “acayip” bir olayı ilk defa görüyorum. bana göre dile getirilen iddiaların bazı açılardan oldukça “kafa karıştırıcı” yönleri mevcut. gene de iddia vahimdir ve üzerinde “çok yönlü” olarak düşünülmelidir.

    daha doğrusu suikastlar tarihinde ve istihbarat literatüründe böyle bir kavram mevcuttur ve daha ziyade sanki onu andırıyor gibidir. bu kavram “teneke suikast”tır. (teneke suikast: çeşitli siyasi hesaplarla gerçekte yapılmamış ama yapılmış yahut yapılacakmış gibi gösterilen suikasttır. daha doğrusu gerçek suikasttan ziyade suikastın “şov”udur. örneğin geçmişte françois mitterand’ın kendisini yeniden siyaseten parlatmak ve gündeme oturtmak için böylesi bir “düzmece suikast” tertiplettiği söylenir.) meraklı okurlarıma bu konuda bernard thomas’ın -kitapçılarda değil ama sahaflarda bulabilecekleri- “tarih boyunca polis kışkırtmaları” (koza yayınları. 1975) başlıklı eserini okumalarını tavsiye ederim.

    ancak konuya girmeden önce önemle belirteyim; burada bülent arınç’ın kendi kendine olmayan bir suikast girişimi tertiplettirdiğini yahut bu imajı yarattığını iddia edecek değilim.
    fakat burada bazı “güçler” bülent arınç üzerinden, arınç’ı da içerir bir şekilde (ki, ak parti içine ordu karşıtı beyanlarıyla en çok öne çıkan isim o olduğu için seçilmiş olabilir) bir “senaryo” hazırlamış ve uygulamış olabilirler. muhtemelen buna “servis” edilme biçimine bağlı olarak bülent arınç’da inandırılmış olmalı ki, o günden beri adeta bağırıp duruyor.

    hatırlarsak partisinin manisa’daki danışma meclis toplantısında üstü kapalı olarak konuya değinen arınç şunları söylemişti: “siz bu zihniyetle devam ederseniz, bizi vatan haini gözüyle görmeye devam ederseniz ve bu suçlamalara aynen iştirak ederseniz türkiye’de birilerine hedef göstermiş olursunuz. bu birilerinden hedef gösterdiğiniz insanlar bir şekilde zarar görecek olursa memnun mu olacaksınız?” bülent arınç, bununla da yetinmeyip “olayı mgk’na götüreceğini” söyleyip, bir “milli güvenlik sorunu” haline getireceğini de ayrıca açıkladı. (bülent arınç gerçekten bu konuyu mgk’ya getirir ve genelkurmay başkanı orgeneral başbuğ’un istifasını isterse o zaman kafamda bazı soru işaretleri kaçınılmaz olarak oluşacaktır ama şimdi değil!) bakalım “iş” nereye varacak?

    hatta böylesi muhtemel bir “suni suikast”ın “ikili” bir amacı bile olabilir. hem arınç üzerinden orduyu zorda bırakacak fiili bir “durum” yaratmak hem de arınç’a bir “dolaylı gözdağı” verilerek ona muhtemel bazı konulardaki ittifaklarından “geri adımlar” attırmak. (bu arada bülent arınç'ın bayramdan sonra "ne danıştay ne bülent arınç kalacak?" şeklindeki sözlerini de nedense hatırladım!) kısaca ister “gerçek” ister “uydurma” olsun olayın kendisi gerçekten ilginç. maalesef toplumumuz, medya, istihbarat merkezleri, yöneticiler şu anda “tek odak teorisi”ne fazlasıyla kapıldıklarından, “şablon izahlar” a fazlasıyla inandıklarından “çoklu odaklar”ı ve planları yeterince göremiyor olabilirler.

    kolay infiale kapılma, aceleden gaza gelme, hemen “hazır adresler” gösterme, “etiketleme” standart beyinlerin en tipik göstergesidir. “kuşkular” nedense hep “tek yönü” ve “tek adres”li yorumlar duyulurken başka türlü de olabileceğini akıllarına dahi getirmek istemiyorlar. oysa “oyun içinde oyun”lar olabilir ve bunlar öyle “konserve izahlar”la bir çırpıda anlaşılamaz…

    (alıntıdır)
    0 ...