bırakın demlenmeyi masasında bulunan herhangi bir mezeyi ona hazırlamak veya yurdumun en ücra köşesinden afiyetler olsun paşam notlu bir lakerda yollamak bile büyük mutluluktur. o yer yemez. görür, görmez. ulaşır ulaşmaz.
bu hikaye ve ata ile demlenmek fantazisi arasında bir bağlantı yoktur.
mustafa kemal paşa ismet inönü ile kavgalı olmadıkları bir dönemde yemek yerlerken ismet paşa'ya sorar..
- ismet var mı benim gibi iyi rakı içen birisi?
ismet paşa cevap vermez ve ismet paşa'nın atatürk'e cevap vermediği pek yaşanmazdı.
- ismet sana diyorum. çekinme. söyle var mı?
- var paşam. bir rum balıkçı var ve sizden daha çok içtiğini ben gördüm.
atatürk emin ve yüksek bir kahkaha atıp..
- getir de görelim..
- emredersiniz paşam.
haber salınır ve tedirgin balıkçı gelir. harikulade safraya oturan balıkçının gözleri parlar. ata rakısını sürahiden koyar..
- buyur sende doldur bardağını..
balıkçı rakı makı koyaz bardağına. ata biraz sinirlenip..
- heey adam.. söyle benimle rakı mi içmek istemezsin yoksa bardağını benim mi doldurmamı beklersin?
rum balıkçı eğrilmiş büzülmüş.
- paşam benim rakı içişim biraz farklıdır. buyurursanız bana 1 testi rakı 1 kase ve ekmek gerek..
ata şaşırır ve isteklerini getirtir. adam ekmeği kaseye doğrar üzerine rakıyı döküp kaşıklamaya başlar. atatürk hiç şaşırmadığı kadar şaşırıp..
- vay be ismet haklıymışsın. ben bile böyle rakı içemem...
- söylemiştim paşam.
- peki adabıyla benim gibi içen var mıdır ismet?
- onu daha işitmedim paşam.
mustafa kemal'le, mustafa kemal ile, mustafa kemal le, atam ile, büyük paşa ile...
edit= illa ki içiyoz bi müzeyyen hanım yok mu da derdim.