bir önceki programda şöyle bir beyanatı vardı, aslında bu adamın ne olduğunu açıklayan sözlerdi.
fatih altaylı: peki, siyasi partilerin tarikatlar veya cemaatler üzerinden siyaset yapmasını nasıl görüyorsunuz?
mahmut ünlü: çok yanlış, e olacak iş mi? günah haram yani. kendi bir günah yapsa bu kadar insanı alet eder, kendi yanlış bir karar alsa bu kadar insanın günahı vebali boynuna yani böyle bişey olur mu? niye siyasete alet edilecek yav? o allah işi.
fatih altaylı: peki yarın bir siyasetçi size gelse dese ki; işte ahmet hoca senin cemaate telkinde bulun, vaazlarında söyle bize oylarını versinler biz de sizin cemaate bir takım avantajlar sağlayalım.
mahmut ünlü: diyemezler ki zaten bizi bilirler, gelen de yok. açık kapı olmayınca girmez kimse.
fatih altaylı: yok mu böyle bir kapı?
mahmut ünlü: hiç bizde böyle bir kapı olmaz. mümkün değil, neyi pazarlık edeceğiz? herkes evinde ibadetinde yani. ticareti varsa kendi helalinde yani. bizde böyle bir oluşum bulamazlar zaten. mümkünü yok biz hiç bir şekilde hiçbir siyasi partiye malzeme olmuş değiliz. yalnız vatanın bölünmemesi için, efendim bu dış hassasiyetler, dış bağlantılar çok sıkıntılı. bir taraf vehhabi bağlantılı, bir taraf bu şia bağlantısı. dış güçlerden yardım alınması. müslüman olsun gavur olsun bu çok tehlikeli.
fatih altaylı: yani siz dış müslümanlardan da yardım alınmasını zararlı mı buluyorsusnuz?
mahmut ünlü: uygun bulmuyoruz, zararlı.
fatih altaylı: iran'dan da olsa?
mahmut ünlü: tabi zararlı çünkü ona göre kendi itikadını empoze ediyor. biz osmanlı ecdadımızdan gelen kültür üzere sürdürmeliyiz. e bu karışır, para veren yarın emir verir. bu iyi bişey değil hiç uygun görmüyoruz. kendi yağımızla kavrulacağız. e ne var ki canım biz gökdelen mi dikeceğiz. herkes evinde ne yapacağını biliyor yani. ibadetini biliyor ne yapmamız lazım daha?
