rakı

entry1324 galeri
    259.
  1. cemal granda'nın kitabından :
    Moda koyundayız. Sıcak bir yaz akşamı. Sakarya motoruyla bir deniz gezisine çıkmıştık. Mehtabın ilk günleriydi. Koyun manzarası Atatürk'ün çok hoşuna gitmişti.
    Atatürk bize :
    - " Buraya geldiğimizi kimse görmesin. Elektrikleri de söndürüp kendi kendimize rahat bir şekilde yeyip içelim. Mehtap da hazır " dedi.
    Fakat daha on beş dakika bile geçmemişti ki, çevremizin sessiz sedasız sandallarla çevrilmekte olduğunu gördük. Atatürk sarıldığımızı görünce:
    - "Karanlığın anlamı kalmadı. Elektrikleri yakın" dedi.
    Ortalık ışıyınca beyaz yazlık elbiseleriyle gecenin içinde Atatürk'ün heybetli vücudu, bir heykel parlaklığıyla ortaya çıktı. O an denizin ortasında bir alkış sesi yükseldi. Bizim orada olduğumuzu öğrenen başka sandallar da kafileye katıldılar.
    Atatürk, sevgi gösterisinde bulunan kalabalığa , sanki kendi konuklarıymış gibi sormaya başladı:
    - " Size ne ikram edeyim, ne istersiniz? "
    Sandallardaki kalabalık arasından sesler yükselmeye başladı:
    - "Paşam seni isteriz."
    Görülecek manzaraydı bu. Atatürk bir ara eliyle beni çağırdı:
    - "Rakı, şarap ne varsa hepsini halka dağıt. Bana da bir şişe bırak" dedi.
    Ben de ne kadar içki varsa, orada bulunan herkese dağıttım.
    Bağırış, çağırış gırla gidiyor. O zaman Atatürk, karşısında coşan, sevgi gösterisi yapan halka doğru kadehini kaldırarak şöyle konuştu:
    - "Vatandaşlarım... Buna rakı derler. Vaktiyle padişahlar gizli içerlerdi. Ben açık içiyorum. Siz de benimle beraber içiyorsunuz. Neticede unutmayın ki, ben de sizin gibi insanım. benim yaptıklarım sizinkilerden bir fazla değildir."
    4 ...