türkiye'de 12 eylül fabrikasyonu yeni liberal grubun önemli isimlerinden biri. üstelik kendisini solcu olarak tanımlıyor.
dtp'nin kapatılmasına ilişkin yazdığı yazıda durumu şöyle değerlendirmiş:
--spoiler--
En kısa özetiyle bunu 'hükümetin uyguladığı politikayı devletin engellemesi'nin örneği olarak betimleyebiliriz. Türkiye'de çok sık rastlanan, ama dünyada fazla örneği olmayan bir durum.
--spoiler--
iyi güzel, dtp'nin kapatılmasına karşı çıkıyorsun; lakin kapatılmanın gerekçesini devletçi tutuma bağlamak çok kolaycı bir yaklaşımdır. ısrarla türk siyasetini merkez-çevre paradigması ekseninde değerlendiriyor ve bu minvalde siyasal çatışmaı müdahaleci devleti ile girişimci birey arasında kuruyorsunuz. önermenin bir tarafı doğru; yani türk devleti'nin askeri bir geleneği olduğu doğru lakin bu gerçeklik yaşanan her gelişmeyi açıklayamaz. bu toptancı bakış açısı 1960,1971, 1980 darbelerini aynı kategoride değerlendiriyor sanki aynı gerekçelerle gerçekleştirilmiş gibi.
madem devlet akp'nin politikasını bozmak istiyor, peki neden cemil çiçek, dtp'yi batasuna'ya benzetiyor? cemil çiçek başka bir hükümette mi görev yapıyor?
devletin akp'nin planlarına karşı çıktığını söylerken kürt coğrafyasında fethullacılığın yaygınlaşmasına müdahale etmediğini nasıl açıklayacaksınız?
akp'yi ortaya çıkaran kadroların temeline gidelim: aydınlar ocağı. aydınlar ocağı'nın 12 eylül'ün ardından yaptıklarını göz ardı ederek, bu yapılanmanın türk silahlı kuvvetleri ile ilişkisini göz ardı ederek türk siyasal yaşamının son 30 yılını anlamak mümkün mü?