bakara-57 bulutu üstünüze gölge yaptık. size, kudret helvası ile bıldırcın indirdik. ''verdiğimiz rızıkların iyi ve güzel olanlarından yiyin'' (dedik). Onlar (verdiğimiz nimetlere nankörlük etmekle) bize zulmetmediler, fakat kendilerine zulmediyorlardı.
bakara-58 ve o zaman demiştik ki: ''bu kasabaya girin, böylece onun (ni'metlerinden) dilediğiniz yerden bol bol yeyin. secde ederek kapıdan girin ve ''hıtta (günahlarımızın bağışlanmasını diliyoruz)'' deyin. biz de sizlere mağfiret edelim (günahlarınızı sevaba çevirelim). ve muhsinlerin (ni'metlerini daha da) artıracağız.''
bakara-59 böylece o zalimler, sözleri, kendilerine söylenenden başka bir sözle değiştirdiler. biz de o zaman fıska düştüklerinden dolayı o zulmedenlerin üzerine gökten bir azap indirdik.
bakara-60 ve musa, kavmi için suya kavuşmayı istemişti. biz de o zaman: ''asanla kayaya vur.'' dedik. böylece ondan (kayadan) on iki pınar fışkırdı. insanların hepsi kendi içeceği yeri (pınarını) bilmişti. allah'ın rızkından yeyin, için ve sakın azıp yeryüzünde fesat çıkaranlar olmayın.
bakara-61 hani, ''ey mûsâ! Biz bir çeşit yemeğe asla katlanamayız. O hâlde, bizim için rabbine yalvar da, o bize yerden biten sebze, kabak, sarımsak, mercimek, soğan versin'' demiştiniz. O da size, iyi olanı düşük olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? Öyle ise inin şehre! istedikleriniz orada var'' demişti. böylece zillet ve yoksulluk onları kapladı. Onlar, allah'ın gazabına uğradılar. bunun sebebi, onların; allah'ın âyetlerini inkâr ediyor, peygamberleri de haksız yere öldürüyor olmaları idi. bütün bunların sebebi ise, isyan etmek ve aşırı gitmekte oluşlarıydı.
bakara-62 şüphesiz ki; âmenû olanlar, yahudiler, hristiyanlar ve sabiiler, bunlardan her kim, allah'a ve yevm'il âhire inanır ve ıslâh edici ameller işlerse (nefsini tezkiye ederse), bu durumda onların mükâfatları rab'lerinin katındadır. onlara korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır.
bakara-63 hani, (tevrat ile amel edeceğinize dair) sizden sağlam bir söz almış, tûr dağını da tepenize dikmiş ve ''sakınasınız diye, size verdiğimiz kitab'ı sıkı tutun, onun içindekileri düşünün (gafil olmayın)'' demiştik.
bakara-64 bundan sonra yine yüz çevirdiniz. allah'ın bol nimeti ve merhameti olmasaydı, muhakkak ki ziyana uğrayanlardan olurdunuz.
firavunun elinden kurtarmış, kölelik günlerini sona erdirmiş, gökten kudret helvası göndermiş sıkılmışlar başka birşeyler istemişler bıldırcın yağdırmış (fast food)
sıkıldık demişler... susadık demişler çölün ortasından 12 kollu bir pınar çıkartmış, biz yine sıkıldık demişler baklagillerden istemişler...
''o'' da veririm belanızı demiş ve vermiş.
şimdi bakıyoruz dünya ekonomisi onların elinde işte azapları bu(!) bu nasıl bir azap? böyle azaba can kurban derseniz; adamlarda para var insani duygular yok, istedikleri yerde istediklerine zulm ediyorlar, canları sıkıldığında tüm paraları çekip global bir kriz yaratıyorlar insanların sıkıntı çekmesine neden oluyorlar, firavunun kendilerine yaptığını şuanda onlar dünyaya yapıyor... bu yaptıkalra zulmlere rağmen açık bir kapı bırakmış bknz:''bakara 62''de bu konuya özellikle ilgi çekilmiş. özür dilerseniz sizi affederim diyor sadece kul hakkı hariç.
şimdi gelde rahman ve rahim deme.
o kadar bağışlıyıcılığı korumacılığı görme, bir yerde azap indirdik desin hemen sadistsin de çok ayıp.
(bkz: yiğidi öldür hakkını yeme)
ayrıca başlıkta şeytan rahman ve rahimdir denmiş ve şeytanın yaptığı merhameti bir korumayı göstermemiş?
hayır şeytan iyidir hoştur tatlıdır sıcak davranır tamam ama adamın atılmasının nedeni senin önünde eğilmemesinden kaynaklanıyor, sen afferim benim önümde eğilmedin ben senin önünde eğiliyorum diyorsun.
ateist ol o daha mantıklı.*
not:kesinlikle yahudi karşıtlığı yoktur, bir gruba mensup ''bir'' insanın yaptığı hata tüm gruba mal edilmez.