Alışveriş merkezlerinde her şey zamanın sorgulanmadan akıp gitmesi için tasarlanmış. Orada hava hiç kararmaz, etrafta saat göremezsiniz, akşam serinliğini duymanız ise imkansız. Bu tatlı tuzaklara gönül rızası ile düşen insanlar, tüketim ve mutluluk ilkesini benimseyerek burada saatlerini geçirebiliyor. Dünyanın her yerinde hemen hemen aynı özellikte inşa edilen alışveriş merkezleri, dışarıdaki hayattan bağımsız, geniş iç hacmi, şeffaf asansörleri ve labirenti andıran koridorları ile içeri gireni adeta büyüler. Sokaktan son derece farklıdır; yazın serin, kışın sıcak, rahat, temiz ve güvenlidir. Bu durum insanları cezbeder. Merkezi dolaşan insanlar kendilerini yabancı bir ülkenin modern sokaklarında gibi hissettiklerini söyler.
Burada ısı ve ışıklandırmadan çevredeki bitkilere kadar her şey kontrol altında tutulur. Aniden bastıran yağmur, bunaltıcı sıcaklar ya da geçmek zorunda olduğunuz sokakta yapılan altyapı çalışmalarına burada rastlanmanız imkansızdır. Bütün alışveriş merkezlerinde yürüyen merdivenlerin inişi ayrı yerde, çıkışı ayrı yerdedir. Yani merdivenler birbirine oldukça uzaktır. Burada amaç müşteriyi hem merkezde daha çok tutmak hem de müşterilerin bir merdivenden diğerine geçerken o hizadaki mağazalara girmelerini sağlayıp ilgisini çekmektir.
Merkezlerin bir diğer özelliği ise; giriş katlarında çocuk parklarının olmasıdır. Ebeveynlerinden kendilerini parka götürmelerini isteyen çocuklar, aileleri tarafından alışveriş merkezlerine götürülüyor. Burada hem çocukların oyun, hem de anne-babaların ihtiyaçları karşılanıyor.