NÛR SÛRESi
24/31- Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından, yahut babalarından, yahut, kocalarının babalarından yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey mü’minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!
Başörtüsü kuran-ı kerimde açık açık belirtilmiştir. Sözün özü isteyen buyursun taksın,istemeyen takmasın. Ama şüphesiz en doğru söz Allahın sözüdür. Ne başı açığa ne de başı kapalıya zulmü Allah yasaklamıştır. Ayrıca kadınların mahrem yerleri el bileklerinden topuklara kadar olan kısımdır.(El bilekleri ve yüzleri hariç) Bu konu yobazlarca malzeme konusu olmakla birlikte,kendilerine ''aydın,kemalist,çağdaş'' gibi sıfatlar takıp,başörtülülere hakaret etmeyi kendilerine borç bilenler,çağdaşlığın bez parçasında değilde,zihinlerde olduğunu unutmamalıdırlar. Başörtüsü takmak insanı ne ilerici ne de gerici yapar. Bize düşen okuyup sorgulamak ve mantık dairesinde değerlendirmektir.