üzerimizdeki göğün karanlığının giderek kesifleştiğinin bir kanıtı.
yara giderek derinleşiyor, iyileşeceğine. belki derinleştiriliyor? yaramaz çocukların tahammülsüzlüğüyle fakat daha vahim sonuçlarıyla bu sefer; kabuğu ısrarla kaldırılıyor, kabuk tutması engelleniyor.
sebepler sıralanıyor, birilerince. sonra başka birileri de sebepler sıralıyor. arsızca bir sidik yarışına dönüşüyor, kabul ettirememecesine. sebepler dizildikleri ipi kırarak dağılıyorlar zincirinden. ışık vuran cama bakarken gördüğümüz toz taneleri gibi kaos içinde uçuşuyorlar, hazırlayacakları sonlara doğru.
hani birisi bir büyüklük yapmalı ve bırakmalı iddalaşmayı, diye düşünüyor vicdan. bırakmalıyız iddalaşmayı!
zira, sonuçlar her zaman daha acıtıcı.
belki yeniden düşünmeliyiz:
insanın kendisince seçilemeyen "şey", nasıl erdem olabilir? nasıl iftihar edebilir, gururlanabiliriz seçmediklerimizle? -ya da tersi- utanmamız ne gerek seçmediklerimizden?
yeryüzünün tüm nasyonalizmleri!
çatışmadan başka birşey vermedin insanoğluna. çatışma, senin zıtları yaratmakta maharetli karanlık tabiatında var.
şu nasyonalizmi ya da bu nasyonalizmi ya da diğerleri.. hepinizin canı cehenneme!