ilk denediğimde "ne lan bu bi dandik köy resmine bakıp durucam mı ? üstte sayılar, buğday resmi falan var" dedim ve büyük konuştum. vay anam vay.
neyse.
bir köy kurdum. biraz palazlanınca aynı server da bir köy daha kurdum. yasak aslında ama. pekte kimse takmıyor. büyüyorum gelişiyorum falan. anaaa bi sabah kalktım askerlerimin bi kısmını öldürmüş odunlarımı buğdaylarımı talan etmişler. saldıran da koca bi birlik. bir laz birliği * neyse çeşitli sahte saldırılarla falan biraz korkuttum. şans yardım etti senatörlerini öldürdüm. birlik benle çok vakit harcayınca pes etti ve beni birliğe davet ettiler. tabi tehditte ettiler. yıkarız diye. onlara katıldım.
bu arada 4 farklı hesabım oldu. onlar kendi kurduğum birlikte idi. neler gördüm neler.
mesela birlikte küçük köylere yardım ediyordum. bir uyanık. hem ikinci köyümden hem de diğer köylerimdden aynı anda yardım istiyordu. diğer köyden gönderdiğim halde " abi ya bana kimse yardım etmiyor ne biçim birlik" falan diye dert yanıyordu. katılırdım gülmekten.
sonra diğer köylerim büyüdükçe onlara da birlik kurdum. hepsiyle ilgilenmek imkansız olduğundan birini o birliğe başkan yaptım. ama birlikten çıkıp başka birliğe geçti. oyunun olmazsa olmazı olarak köyünü yıkıp yaktım. *
sonra o laz bilği dünya harikasını kurmaya kalkınca çok kayıp verdi. köyleri başka birliklerce ele geçirilmeye çalışılıyordu. bende ilk köyümden çok saldırı almıştım ama diğer hesaplarımdaki köylerim asker doluydu.
köyü ele geçirilmek üzere olan birine acayip sayıda asker yollayıp yardım ettim. adam 1 hafra dua ettiydi. *
işte böyle güzel ama vakit düşmanı bir oyun. çok istememe rağmen kendimi tutuyorum oynamamak için.