kişiye sıkı sıkıya bağlı olan haklar üzerinde, kişi kendi isteğine bağlı tasarruf talebinde bulunabilir. kendi isteğiyle özgürlüğünü sınırlayabilir, kendi isteğiyle yaralamaya maruz kalabilir ya da kendi isteğiyle eğitim hakkından vazgeçebilir. fakat yaşam hakkı, kişilere sıkı sıkıya bağlı olarak nitelenen hakların en vazgeçilmezi olarak kabul görmüş ve her ülkenin ceza kanunuyla güvence altına alınmıştır. bu hakkın karşıtı olan ölme hakkı, kanunla korunan bir hak değildir. kişilere kendi yaşamından vazgeçme güvencesi tanınmamıştır ve bu tanımama çok mantıklıdır. zira çoğu "eğitim hakkından vazgeçme", "kişisel özgürlüklerden vazgeçme" gibi hakların kullanılması da aslında kişinin kendi isteğiyle olmamaktadır, işin aslında ya aile baskısı, ya olanaksızlıklar bulunmaktadır. eğer kişilere "yaşam hakkından vazgeçme" hakkı da tanınsa ve isteyen istediği zaman öldürülebilse, bu kanunlarla korunsa, ortaya çok büyük karışıklıklar çıkar.
ilk aklımıza geldiği şekilde intihar yoluyla ortaya konulmayabilir bu hak çünkü. (zaten intihar da bir suç değildir tck'da ve çoğu ülkenin ceza kanunlarında) ötenazi, kimi sağlık aletlerine bağlı şahısların yaşamaktan vazgeçmesi, kişinin kendi isteğiyle başka birisi tarafından öldürülmesi (kiralık katil tutmak) gibi çok farklı şekillerde kullanılabilir. bu da bir gün siz bir sağlık aletine bağlı olarak hastanede yatarken, sizden daha zengin birisine o alet lazım olunca, ailenize siz öldükten sonra yüklü miktarda para bağışı yapılacağı vaadiyle sizin yaşam hakkınızdan vazgeçip ölme hakkınızı kullanmanızı isteyebilirler. bir gün töre cinayeti işlenmez, siz kendi isteğinizle (!) ölme hakkınızı kullanırsınız, aile büyükleriniz isteğinizi yerine getirirler. kullanılmasına izin verilse birçok karışıklığa yol açacak bir hak olduğu için, kanunlarla korunmaması normal olan bir haktır ölme hakkı. türkiye'de de yasal bir hak değildir.