filmin mantığını anlamamış insan eleştirisiyle aynı, sadece adı eleştiri olan yazı. entrymin ilerlemesi için yazıdan alıntı yapmak durumundayım; ''çünkü anlattıkları 10 dakikalık bir kısa belgesele sığar.. oysa nefes tam 2 saat 10 dakika.. iki saat 10 dakikada anlatılan bir öykü yok.. finaldeki birkaç dakikadaki baskın sahnesi dışında aksiyon yok.. tersine, telefon sahnesi gibi, mektup sahnesi gibi bitmez tükenmez uzatmalar, sakız yapmalar var.'' baskın sahnesi dışında aksiyon yok diyen bir insanın kalkıp kendisini eleştirmen kisvesi altında görmesi ve yazdığı yazılara da eleştiri yazısı demesi abes. ayrıca yazının genelini okuyunca hıncal uluç'un karabal baskınından hiç haberi olmadığı havası seziliyor. film gerçek bir baskını anlatırken, sayın uluç bunu kurgu mu zannetmekte ?. filme geç gelen arkadaşına kaçırdığı kısımları fısıldama gereği duymamış çünkü öyle bir şey yokmuş. kendisi filmin başında kocaman yazan 1993 karabal karakolu yazısını kaçırmış ya da görmemiş ya da gördüğü halde anlamamış, buna ne demeli ? her şeyi gözüm kapalı, kulağım sağır diye eleştireceğim derken kendini kaybetme noktasına gelme yazısı olarak nitelendiriyorum fakat yine de bir tutar tarafına erişemiyorum.