taktıkları peruk onları bu duruma sokan zihniyete karşı verdikleri bir savaştır. bu zamanda asıl çileyi çeken de bu kardeşlerimizdir. bazıları tarafından dışlanılar, zekaları bile başlarındaki örtüyle ölçülür. başında bir örtü gördüğü zaman deliren insanlar vardır ve maalesef bu devlette de onların sözü geçmektedir. yok kamusal alan, yok anayasa denilerek başlarındaki örtüye hiçbir mantıklı açıklaması yokken karşı duranlar, kendi rahatları için herşeyi yapmaktan kaçınmazlar. koydukları yasaklarla istediklerine ulaşabileceklerini zannederler, "açsana başını nolacak, hem farz değil.", "ben saçını görünce tahrik olmuyomki", "bak sana baskı yapıyorlar seni kullanıyorlar." diyerek bu kardeşlerimizi adeta bir karanlığa atmaya çalışıyorlardır. istanbul üniversitesi n de zamanında "ikna odaları" meşhurdu, başörtülü kızlar tek tek buraya alınır, bin türlü psikolojik baskı uygulanır, aralarında iki üç tanesi dayanamayıp başını açıncada "bakın baskı var, biz onları ikna ettik. özgürlüklerini verdik." denilerek halkı da kendileri gibi düşünmeye zorladılar. sadece öğrencilere değil, çalışanlara da aynı baskılar uygulanmıştır. başörtülü olduğu için işten çıkarılan doktorlar, öğretmenler çoktur. bunlara o hakkı kim vermektedir, bunlar seçilmiş insanlar da değildir, atanmışlardır, birer maşadır; bu ülkeyi birbirine kırdırmak isteyen şer odaklarının maşalarıdırlar. doktor eksiğimiz var deniliyor ama doktorun başörtü takmasına izin yok, neden taktığı başörtüyle hasta ayırır, onların üzerinde psikolojik baskı kurar gibi saçmalıklar öne sürülüyor. lütfen gözünüzü açın, namaz kılandan, başörtü takandan, "allah" diyenden kime ne zarar gelir, kimi dışlamış, kimi aşağılamış, kime baskı yapmışlardır. islam da böyle birşey zaten yoktur, dinimiz hoşgörü dinidir. bana bir kişi gösterin zorla başı örtülmüş, gösteremezsiniz. iran a gitmeden de hüküm vermeyin, orada laiklik yoktur, bir islam devletidir ve islami kurallar vardır. başörtüsü takmayan da asılmıyor, hristiyanda. gözünüzü açın ve bizi kimin bu duruma düşürdüğünü anlamaya çalışın.
biraz saygı, çok şey mi istiyoruz?
