Hürriyet gazetesinin bir yazarıdır. şuan bolca gündemdedir kendisi lakin beni şaşırtmamıştır. çünkü bu küfürleri eden şahıs, galatasaray'ın fenerbahçeyi nonda'nın golüyle 1-0 yendiği maçtan sonra da galatasaray taraftarının sabrını zorlayıcı yazılar icra etmiştir.
hatırlayalım. o gün eski açık tribününde kartonlarla hazırlanmış bir tribün şovu vardı. "street fighter" karakterlerinden ken, galatasaraylı; chun-li ise fenerbahçeli olarak gösterilmişti. en üst kısımda da k.o. yazılmıştı. galatasaray taraftarı bir futbol müsabakasına gönderme yaptığından ötürü de kareografi yeşil bir zemin oluşturmaktaydı. bu şahıs ertesi günkü yazısında bir "spor yazarı" olarak:
"(...)dün, hemen fenerbahçeli taraftarların oturduğu kale arkasındaki g.saraylı taraftarlar da bu derbi için bir organizasyon yapmışlar... üstelik oldukça renkli bir karton gösterisi organize etmişler ! sadece renklerle ilgili biraz kafam karıştı... sarı ve kırmızı kartonları anladım ama yeşil rengin sarı kırmızıyla aynı tribünde olmasını anlayamadım? arada biraz da beyaz renkli kartonlar vardı... meksika bayrağı desem sarı var o yüzden değil... g.saray'ın renkleri desem o da değil, yeşilin ne işi var orada ? anlayamadık... maçtan önce f.bahçe taraftarının o trübüne yaptığı tezaruhatı yazmayacağım, ama manidardı doğrusu..." şeklinde galatasaray kulübünü, galatasaray taraftarını kendi "özgün" dimağından çıkan ahenk, bilgi yoksunu, subjektif bir açıklamayla irrite etmişti. ne olmuştu peki? ercan saatçi, tüm pişkinliği ile özür dilemişti.
gelelim bugüne. 3 yıl öncesinden olduğu söylenen bir konuşma ayyuka çıkmıştır. ve görülmüştür ki ercan saatçi bir spor yazarı olabilecek birikim ve perspektife sahip değildir. bu benim zerre kadar umrumda da değildir açıkçası. "kaçı o kadar birikim ve perspektif sahibidir zaten ulan?" diyene de "haklısın abi" demekteyim ayrıca.
yalnız bu olayın beni rahatsız eden boyutu bu adamın artık "hürriyet" gibi bir gazetenin spor müdürü olmasıdır. yoksa bunun dışında ve ötesinde ercan saatçi dikkate alınmaya değer bir yazar değildir. taraftar bir yazardır. hatta bağnaz bir boyutunda icra etmektedir taraftarlığı. "hürriyet" gazetesini severiz ya da sevmeyiz, ancak hürriyet basının bayrak gazetelerinden biridir. her gün dışarı çıktığımızda, her hangi bir yerde bir masanın üzerine bırakılmış bir şekilde görebileceğimiz türden, kaba deyimle "eli uzun" bir gazetedir. bu gibi bir gazetenin, spor bölümünün, söz konusu vidyoda görüldüğü kadarıyla "ergen" patavatsızlğına sahip birine emanet edilmesi; hele hele esat yılmaer gibi bir duayen kalemin halefi olması kötü bir şaka gibi gelmektedir kulağa.
bunun dışında ve ötesinde ise ercan saatçi, tüm samimiyetimle söylüyorum ki "hiçbir şey"dir. o kadar "hiçbir şey"dir ki bu adam, 7/24 küfür etse ne galatasaray kepenk kapar, ne galatasaray'ın büyüklüğüne, görkemine bir çizik atabilir. yazar olmak ise tarihe not düşmektir. bunu yapamamıştır ercan saatçi, yapamazdır, yapamayacaktır.