devrim arabaları

entry224 galeri
    85.
  1. öncelikle mühendislik okuyan biri olarak, -şu nanoteknoloji, biyoteknoloji, ileri teknoloji dalgası- izledim bu filmi sonrada bir türk genci olarak.

    filmdeki diyologlardan birini söylerek incelemeye başlasak fena olmaz sanırım. "bu ülkedeki hiçbir başarı cezasız kalmaz."

    filmi izleyince belki biz bile soruyoruz kendimize, kendimizi bu kadar küçük görmemizin sebepleri neler? aslında bu ülkede insanlar kendilerini küçük görmeye hevesli olmasalarda küçük görmelerine ihtiyaç duyan o kadar kişi var ki! atatürk'ün kişiliğine bakıldığında ne faşist ne ırkçı ne de kendi halkını yok yere pohpohlayan bir yapıda olduğunu net olarak görülebilir. onun türk halkına söylediği bazı özlü sözlerin amacı aragaz da değil. türk halkının kendine olan güvenini aşılaması. kafasını kaldırıp ben de yapabilirim diyebilmesi belki de. ama bununla birlikte gerçekçi olarak, idealist olarak.

    o dönemin yönetiminde gerçekleşen bu yönetim içi rekabetler sürüce farklı düşüncelerin bir araya gelmesi,kişisel hırslar gibi tonla etken var bu projenin gerçekleşmemesi adına ancak şimdi sanki farklı mı? ya da 15 sene önce farklı mıydı? filmdeki büfeciyi hatırlatırım kafaya yerleşmiş olan bu yabancı kalemi bu türk malı düşüncesinin nedeni nedir? bu halkın kafasına yıllarca süregelen yönetim uygulamalarının sonucu değilde nedir?

    ancak böyle bir girişimin baltalanması bu ülkede köy enstitülerinin baltalanması yanında tabii ki ufacık kalır ama demek istediğim bunun gerçekleşebildiği bir ülkede çiftçinin gelişmemesi için varını yoğunu ortaya kayan bir ülkede hiçbir zaman gidipte mühendisin gelişmesi kalkınması dolayısıyla ülkenin kalkınması istenmeyecektir. neden istensindir ki? bilinçli halk ve toplum bilinçli ve kültürlü liderler ister, bilinçli yönetilmek ister ve her şeyi sorgular. sorgulamak dinimizce yasak olduğundan hükümetleri de sorgulamak yasaktır bu kadar basit işte.

    o zaman otomobil alanındaki bu olay şimdi ise ileri teknolojilerde ya da başka alanlarda gerçekleşmiyor mu sanki? makine yok, cihaz yok, burada maliyet daha yüksek vs. vs. ileri görüşlülük bizim bugüne kadar süregelen herhangi bir yönetim kadrosunda olmadı, bundan sonra da olabilmesi için çok daha büyük gayret gerek. her geçen gün bağlanmanın dozajı artıyor çünkü.

    bu filmin bir karesinde öpüşme, bacak, baldır, ya da ustalar ve mühendisler daha gerçekçi ve komik olsunlar diye ana avrat salladıkları bir küfür yok. benim gözümde şu ana kadar izlediğim en harika türk filmidir. yapanın da, yazanın da, yönetenin de, oynayanın da ellerine sağlık.

    son zamanlarda stajlara gittiğimde fabrikalarda hapsolan mühendisleri görünce insanın kaçası geliyor. içlerinde zaten çoğu halinden memnundur eminim ama (yan gelip yatma konusunda) oralara kısılıp kaldıklarını düşünenler için çok zor. insan mühendis olarak çok daha bir şeyler değiştirebilmek, başarmak isterken kağıt doldurmakla geçiyor ömrü. hani deniyor ya filmde de "inanmaları başarmalarından daha kötü" diye. bizlerin inanacağı bir şey yok ki? neyin uğruna bir mühendis kalkıp savaş versin? elindeki üç beş şirket işlem sürecinin bile dışına çıkamayan bir mühendis ne konuda atılım yapsın?

    ya yaparsak, demeyi ve bazı şeyleri değiştirebilmek için yüreklerimizde bütün halkımız olarak cesaret tohumlarını ekmek ümidiyle.
    4 ...