birilerini dağa çıkmaya zorla iteleyen devletimiz, onlarla birlikte kendisi de dağlara mahkum olmuştu. şimdi iki tarafı da dağdan indirmenin zamanıdır.
"1960'larda Şemsi Belli'nin yaptığı gibi "Anayasso" diyerek naifçe anayasal haklar istediler, devlet yüz vermedi; "Kürt Halkından söz ediyor" diye 1971'de TiP'i (Türkiye işçi Partisi) kapattı, 1980'lerde Diyarbakır hapishanesi felaketini yaşattı; Kürtçe'yi tümden yasakladı, 1984 yılında silahlı isyan yapıp dağlara çıktılar, devlet, bataklık ıslahı yerine tek tek sivrisinek öldürmeyi çözüm sandı; onları politik alana çekmek yerine kurdukları tüm partileri (HEP, DEP, HADEP) kapatmayı sürdürdü ve sadece dağ yolunu açık bıraktı.
Türk'üyle Kürt'üyle 40.000 ölüyü ve 500 milyar doları toprağa gömdükten sonra 80 yıldır uyguladığımız yolun çıkmaz olduğunu anladık. PKK de silahın çıkmazını gördü. Dünyanın değişimi de zorunlu kılınca, Demokratik Açılım başladı...
Kimin yaptığı ya da yapmak zorunda kaldığı çok önemli değildi... Önemli olan barışma umuduydu.
Kartsın, kurtsun dediklerimizin Kürtlüğü kabul edildi; dilin yok, dilin yasak dediklerimize TRT Şeş kuruldu; Cumartesi anneleri propaganda yapıyor demiştik, şimdi 17.000 faili meçhul için taburları kazıyoruz. Ülke tarihimizde ilk kez sivil-asker darbecileri yargılamaya başladık. Silah bırakıp teslim olsunlar, gerekenler sonra yapılır dedik, geldiler.... Ve gereği yapılıyor.
Barış ilk kez bu kadar yakınına geldi ülkemizin."
yoksa pkk ile birlikte devlet de dağdan inecek mi?