Dağın tepesinde bir karakol... Karakolda bir avuç asker... Okumuşu cahiliyle, ülkenin her bölgesinden bir avuç fidan...
açılım sevdalıları;
Siz hiç, size atılan kurşunla en yakın arkadaşınızı kaybettiniz mi ?
Peki ya; Karınızla, annenizle, babanızla, çocuğunuzla telefonda konuşurken "bugün de ölmedim ve konuştum" diye sevindiğiniz ?
Size emanet edilen asker, gözünüzün önünde vuruldu mu ?
Silah arkadaşlarınıza yapılan işkenceyi, telsizden dinlettiler mi ?
Hayır değil mi ?
Hayır; çünkü bunları yaşayan birileri var orada, dağın başındaki o karakolda. Sizin bunları yaşamamanız için ölen, ölmeye hazır birileri var orada.
Sevgilerini yaşayamamış, sevgililerine sarılamadan yaşamlarının baharında ölenler var orada...!
Neyi açıyorsunuz öyleyse ?
Neyin açılımını yapacaksınız ?
Kopan kolları bacakları yerine getirmenin açılımıysa açılıp saçılmanız, destekçiniz sonuna kadar... Toprak olan fidanların geri getirilmesinin açılımıysa, destekçinizim.
açılım denilen şey o kadar cana kıymış bebek katilinin hapisten çıkartılıp söz sahibi olmasına müsaade etmekse; cehennemin dibine kadar yolunuz var !!!!