behlül: diziden önce peyker'le mercimeği fırına vermişsin. bana kalsa o çocukta senden ya, neyse... dizide bihter'i götürüyorsun. diziden sonra da firdevs hanımla çiftlikte basılmazsan şaşırırım. olm senin bu firdevs'in kocasına bi garezin mi var. melih'di galiba adamın adı. adam zaten firdevs'in onu boynuzladığını öğrenince gitti. o zaman gitmseydi bihterin şu halini görünce kesin giderdi.
ama bihter "konuşacağım" dediğinde nasıl üç buçuk attı götün. sana müstehak evladım. şeytan azapta gerek. beter olursun inşallah.
adnan: bu bölümde uyumaya devam ettin. artık kanıksadık bu durumu millet olarak. karşı tarafın yüm masraflarını karşıladın. aferin! örnek bir davranış sergiledin. ama ben sana söylüyorum; o adam bi iyileşirse bihter'i o da elinden bi güzel geçirir. malum, senin beslediğin adamlar senin karıya yazıyor.
aslında senin bihter'le evlenme büyük bir hataydı ahsen hanım'ın dediği gibi. senin gibi bir adam bihter gibi bi kaşarı doyurabilir mi? ne kadar viagra kullansanda o karının enerjisine yetişemezsin. onun hakkından ancak behlül gelir. behlül, termik santral; sen ise bir jeneratörsün. aranızdaki fark bu işte.
bihter: konuşamıyacağın belliydi. zira dizi biter ama beni şaşırtırsın dedim. olmadı, şirretliğe davam kararı aldın. senin gibisi evlerden ırak.
halit ziya uşaklıgil: ya halit ziya beyamca, sen nasıl bir roman yazmışsın. gör bak olamayan bi sürü şey eklediler senin esere. neredeyse kitap olarak aşk-ı memnu üçlemesi çıkacak. ama inan bu kadar entrika senin bile aklına gelmezdi.
ay yapım: kardeşim ne istiyorsunuz türk edebiyatının eserlerinden. 300 sayfalık kitaplardan nerdeyse 24 ciltlik büyük larousse çıkardınız a.q.