film konu olarak uyuşturucu temelli gibi gelebilir size. ama bu film bağımlılıklarımızı anlatır. bu bağımlılıkların aslında insan doğasında varolmadığını ve dışarıdan dayatılan bir sistemin içinde olmanızdan kaynaklandığını anlatır.
bir film neye göre başarılıdır? neye göre güzeldir? neye göre sevilir?
şimdi "ben sevmiyorum, zorla mı?" şeklinde düşünenlere elbette söylenecek hiçbir şey yok... fakat 1-2 kıstasla bu filmin ne kadar büyük ve ne kadar başarılı olduğunu anlatmakta da yarar var sanırım:
öncelikle, bu filmi alın, istediğiniz herhangi bir sahnesinde durdurun... karşınıza bir anlam, saklı bir ifade cıkartabileceğiniz bir şeyler mutlaka gizlenmiştir. bu film milyonlarca mükemmel fotoğraf karesinin bir araya getirilmesiyle oluşmuş gibidir. filmin başından sonuna kadar bu hep ön plandadır. zaten sanat yönetmenliği kamera-ışık tercihi gibi konularda kimsenin en ufak sesini çıkartamayacağı filmdir diye düşünüyorum.
senaryosu basit diyenler var. senaryo ve konu ayrımını anlamak lazım. konu çok işlenmiş bir konudur. fakat senaryonun içinde ki gerçeklik insanın içine işlemektedir. sizi içine hapseder. cünkü o kadar güzel dialoglar, o kadar güzel cümleler vardır ki, ben olsam işte bunu söylerdim diye bir anda karakterle özdeşleşmeye calışırsınız, bu da sizi filmin sonunda içtiğiniz sigaradan bile tiksindirmeye başlar.
imdb.com'un ilk 250 listesinde 68. sırada olan bir film, genel-görelilik içinde de başarılı sayılmalıdır. kabul ediyorum cok büyük bir şey ifade etmeyebilir ama bir parça da olsa başarıdır...
soundtrack... insanı bu kadar acıtan orta tempo enstrümantel parça zor bulunur. clint mansell imzası taşır...
oyunculuk için söylenecek çok bir şey yok sanırım. ellen burstyn, helen mirren ile birlikte tarzın en iyi temsilcisidir. sadece bu rolüyle bile en iyi kadın oyuncu dalında altın küre ve oscar'a aday olmuştur. hakkında onlarca entry yazılmış anlatmaya gerek dahi yok. kesinlikle harika...
jennifer connally'nin aynanın önünde kendine baktığı bir sahne vardır filmde. ilk başta farketmezsiniz alt tarafının çıplak olduğunu. öyle kilitlenirsiniz ki ifadesine göremezsiniz, bakmazsınız dahi.
jared leto da gayet güzel hakkıyla yapmıştır işini. öve öve bitirilemeyecek gibi değildir ama gayet iyidir.
sonuç olarak... sonuç olarak ney işte? efsane film izleyin, izlettirin...