sabahın köründe kalkmışsınızdır.işe gitmek için evde birtakım gereksiz aktiviteleri yerine getirmek zorunda kalmışsınızdır.bi taraftan el yüz yıkama bi taraftan temiz ütülü bir gömlek peşinde strese girmişken, en son çekmeceden çorap bulmanız gerekir ki işin en zor kısmı budur.birbirine benzeyen eşleştirilmemiş koyu renk çorap varyosyonlarından birbirini eşleştireceğiniz ipucu o kadar azdır ki en sonunda lanet okuyarak görünmeyen üst tarafında az desenleri olan, biri çizikli biri çiziksiz aynı renkteki birbirine en çok benzeyen çorabı geçiriverirsiniz mecburiyetten...
yola çıktığınızda aklınıza böyle anlarda mfö'nün mecburen mecburen şarkısı tınılanır.Böyle bir piskolojiyle çıkılır ve işyerine gelinir.önce güvenliklicisi karşılar seni. bakar sana imalı imalı..bakarsın yüzüne, yüzünde: "selam verde alayım" .yalandan bir günaydın verirsin pek mutlu olur gülümseyerek ve desibel olarak senden kat be kat bir sesle cevaplar - günaydıınn...lan dersin adamlar ne kadar mutlu oluyorlar.şöyle kayıtsız bir mutlulağa sahip olamadık.hiç bişey okuyup yazmasam düşünmeden mi yaşasam dersin içinden. sonra asansöre doğru yönelirsin ve ohh girişi yaptık gerisi teferruat diye süzüldüğünüzde, orada bekleyen az tanıdığınız insanların ağına düşersin.eğer güzel az tanınmış bir hatun varsa asansörde ses tonu yumuşatılır ve bu sefer masum ve hatta biraz iç gıcıklayıcı ve merhamet karışımı bir sesle "günaydın" denlilir.ondanda aynı ses tonu beklenip gizli bir huzur vuku bulur bu kısacık o anda.(bu isterik bir selam oluyor) * ...kısa asonsör seyahatı bittiğinde komşu departmana gelindiğinde sağda solda mutlaka senden önce gelen tipler görürsün mesafe uzaksa oturdukları yerden bakarlar bu adamlar.gözlerini kaçırırsın ve dik ve mağrur yürüyerek bu tehlikeyi çabucak atlatırsın.günaydın demek zorunda kalmazsın.ama selam menzilindeysen kaçış yoktur ve direkt o selam kesmesini gözlerinize kilitlerler.kurtuluşunuz yoktur zehirlenmiş gözlerinizden çıkıverir büyülü kelimeler...ve en son kendi departmanınıza geldiğinizde haliyle evden bu kadar stresli ve geç çıkan biri için sizden önce gelenlerden hiç ama hiç kurtuluşunuz yoktur.mecbursunuzdur ss kuralıdır birlik beraberlik için.
ey güzel insanlar! sabahın köründe nedir bu selam alma telaşınız? hiç işiniz gücünüz yok mu?
gerilmiş bünyemiz önce bi kendine gelsin. midemize bişeyler girsin. çayımızı kahvemizi bir içelim değil mi?
siz siz olun bana,lütren rica edeceğim, sabah 10'a kadar birşey demeyin ses etmeyin beni mecbur bırakmayın.