anladığım kadarıyla işin buraya kadar kısmı herkes tarafından kavranmış. herkes öleceğinin farkında. sanırım asıl sorun öldükten sonra ne olacağı ile ilgili. şimdi gelelim inananlar ve inanmayanların öldükten sonraki akibetlerine.
evrenin yaratıcısı allah *, işte ölmeden hemen önceki ve öldükten sonraki şu ayetlerde bizlere bildirmiş:
muhakkak ki inkar edenler ve kafir oldukları halde de ölenler, yeryüzü dolusu altın fidye verseler bile hiç birisinden asla kabul edilmeyecektir. işte dayanılmaz azab onlar içindir. onların hiçbir yardımcıları da yoktur.
(bkz: al-i imran suresi, 91)
yoksa günah işleyip de kendisine ölüm gelince: "işte ben şimdi tevbe ettim." diyen kimselerin tevbesi kabul edilmez. kafir olarak ölenlerin de tevbeleri kabul edilmez. işte bunlara ahirette can yakıcı bir azap hazırlamışızdır.
(bkz: nisa suresi, 18)
işte bütün bu hükümler, allah'ın koyduğu hükümler ve çizdiği sınırlardır. kim allah'a ve peygamberine itaat ederse allah onu altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. işte büyük kurtuluş budur.
(bkz: nisa suresi, 13)
adn cennetlerine girecekler, atalarından, eşlerinden ve zürriyetlerinden salih olanlarla birlikte olacaklar. melekler de her kapıdan yanlarına girip şöyle diyecekler: "sabrettiğiniz için size selam olsun. ahiret yurdu ne güzeldir!"
(bkz: ra'd suresi, 23-24)
takva sahipleri o kimselerdir ki, melekler, canlarını hoş ve rahat halde alırlar. "selam size, yapmış olduğunuz güzel işlerin mükafatı olarak girin cennet'e" derler.
(bkz: nahl suresi, 32)