öğretmenlerin haybeden kazanç elde ettiklerini düşünmektir. bir öğretmen adayı olarak hak vermiyor değilim. bu serzeniş sadece öğretmenlik yapanlar için değil, memur kategorisinde yer alan herkes için geçerlidir.
yüksek lisans başvurusu yaptığım a üniversitesindeki eleman, benim bir yılıma mal olacak, hafifçe kıç kaldırmalık uzaklıktaki bir bilgiye bakamıyorsa; bir başka üniversitedeki eleman, 700 km yolu tepip gelmeme rağmen sorduğum soruya bilgisayardaki oyundan başını kaldırıp cevap veremiyorsa; öğretmen, öğrenciyi döverek eğitmeye çalışıyorsa; herhangi bir kurumdaki bir evrak imzaya gidiş gelişini 1 ayı bulabilen bir süre içinde tamamlıyorsa; bilmem hangi kurumdaki memurlar, yapacak onca iş varken dedikodu yapıyorlarsa; memurların çoğu (hemen hemen hepsi) işe 1 dakika olsun erken başlamaz ve mesai bitmeden işten kaçıyorsa; aldıkları paranın vatandaşın vergilerinden elde edildiğini unutup vatandaşı azarlıyorsa memurlar; hemen hemen her kurumda kaymakçıl kesime her türlü torpil yapılıyorsa; polis, rüşvet alıyor ve vermeyene yasaların verdiği yetkiye dayanarak ceza kesiyorsa; vali, memleket bok içinde yüzerken hoş karşılanmadığından dem vurup, alt kademedeki bir memuru ölesiye azarlıyor ve bunu ekran karşısında yapıp, adamın karısının ve çocuğunun bunu izlemesi ihtimalini düşünmüyorsa; memuriyetin üst kadmeleri rant savaşına alt kademelerise soygun yerine dönmüşse; aldığı paranın yüzde dördünü hak etmediği halde yüzde dörtlük zamma razı gelmiyorsa memur; ve daha bir çok neden kıçımıza girmek için sıra bekliyorsa; ben memur olurum arkadaş. olmak için kendimi yırtarım hatta. varsa daha rahat ve kazançlı bir iş, söyleyin, o olayım.