öncelikle her daim olduğu dean'in ara ara yardırdığı bir bölümdü. kaplumbağa, what he said, başkanlık mevzusu ve twilight göndermelerine 10 üzerinden 10 veriyorum.*
ha bu arada baş memurumuz castiel ayaküstü milli oluyordu. dean konuyu açınca böyle bir utanmalar, bir sıkılmalar, mazlum tavırlar, "fırsat vardı da biz mi yapmadık arkadaşım" demeler şahsımı kahkaha krizlerine sokmuştur.
ve sam'e gelecek olursak. ah be sam sana kızsam mı, üzülsem mi, söyle bana nere gidem? dedik sana zamanında o kadar, gittiğin yol yol değil diye. ne bizi, ne de abini dinledin.
neyse sadede gelecek olursak, efendim büyük ihtimalle kabul edecek sam, ileride bir abi-kardeş çatışması izleyebiliriz.
nitekim aşağıdaki linkte sam'i beyazlar içinde görmek mümkün.
http://www.youtube.com/watch?v=VyYfOoq5wOE*
yine de bana kalırsa final bu kadar basite bağlanmayacaktır. bu senaristlerin sağı solu belli olmaz sözlük. yarın öbür gün bağlarlar başka bir şeye bize de gavur yapıyo abi demek düşer.