ancak, cemiyetin geri kalanları son çatışmada aldıkları yaraları onarmaya uğraşa dursunlar, birden, hiç beklenilmedik bir şel oldu. bir ya da ikisi dışında, avrupadaki bütün jön türkler ani olarak abdülhamit'e karşı sürdürdükleri savaştan vazgeçtiler. murat bey'in liderliğinde bir grup boğaz kıyılarına kadar uzanıp daha birgün önce lanet yağdırdıkları padişahın ayaklarına kapanacak kadar ileriye götürdüler işi. istanbul'daki cemiyet bu beklenmedik darbenin etkisinden hiçbir zaman toparlanamadı. sayfa 65. ahmet celalettin paşa, murat bey ile yaptığı tartışmalarda hayli taktik kullanmıştı: padişahın gururlu bir insan olduğunu, jön türklerin şimdiye dek kullandıkları yöntemlerle başarıya ulaşamalarını mümkün görmediğini söylemişti. murat'ı, padişahın sonunda ıslahat gerektiğine kannat getirdiğine, ancak, durumundan ötürü, böyle hareket etmeye zorlandığı kanısı uyanacağından bunu gerçekleştiremediğine inandırmayı başarmıştı. murat, bunu mantıklı bir açıklama olarak kabul etmiş ve celalettin eline geçirdiği fırsatı yerinde kullanarak, bir yandan yardım etmek için çırpınan, öte yandan kendisine verilen emirlere karşı gelmekten çekinen bir tavır benimsemişti. böylece, murat'a dikkatli oynarsa ve padişaha hakaret etmek yerine onun gururunu okşayacak iltifatlarda bulunursa, her istediğini elde edebileceğini söyleyecekti. bütün bu kışkırtmaların üzerine bir de jön türklerin padişaha karşı savaşmaktan vazgeçmeyi kabul etmeleri halinde bütün siyasi suçluların ve sürgünlerin affedileceği konusunda sağlam bir garanti verecekti. aksi halde cemiyet üyeleri bundan böyle daha da şiddetli muamele göreceklerdi.
anlaşılan, murat'ı etkileyen daha başka güçler de söz konusuydu. belki de bunların en önemlisi, düşlediği islam imparatorluğu'yla ilgiliydi. celalettin paşa'nın bu konuyu işlemesi mümkündür, ama hiç konuşulmamış bile olsa, murat bey böyle bir emeli gerçekleştirmek için padişaha bir şekilde yaklaşması gerektiğini kendiliğinden kavramış olmalıdır. onu çok üzen bir diğer sorun da kendi çıkardığı mizan dergisinin osmanlı imparatorluğu dahilinde birçok insanın hapsedilmesine ya da sürülmesine sebep olmasıydı. özellikle son tutuklamalardan sonra murat, bir pire için yorgan yaktıklarını, cemiyetin neden olduğu perişanlığı dengeleyecek bir hızda ilerleyemediğini düşünmeye başlamışa benzemektedir. bütün bunların yanı sıra bir de istanbul'da bıraktığı çocuklarının özlemi, murat'ı iyice zor duruma düşürmekteydi.