murat bey, imparatorluk için gerekli gördüğü ıslahatın bir listesini hazırlayıp, kendiliğinden saraya sunmak için zamanın uygun olduğuna karar verdi. sonra da, ahmet rıza gibi, güven verici bir uzaklığa çekilmeyi doğru bularak, paris'e değil ama, mısır'a kaçtı. burada, cemiyetin emriyle mizan adında bir diğer abdulhamit aleyhtarı dergi çıkarmaya başladı. murat'ın daha önceleri istanbul'da çıkardığı dergi de aynı adı taşıyordu. böylelikle yeni bir jön türk lideri doğmuş oluyor ve şerefine indirilen bu darbeye çok kızan hükümet, murat'ın bilinen bütün dostlarını tutuklamaya koyuluyordu.
murat bey doğuştan türkiyeli değildi. kafkasya'da, dağıstan'da doğmuş ve büyük bir olasılıkla petrograd'da eğitim görmüştü. genç yaşta istanbul'a gelmişti. bir müslümana istanbul'da daha fazla fırsat tanınacağını düşünmüş olması mümkündür. kafkasya'da çarlık idaresini dayanılmaz bulmuş ya da vatanından ayrılmak zorunda kalmış da olabilir. bir süre düyunu umumiye'de çalıştıktan sonra mülkiye'de ders vermeye başlamıştı. verimli bir yazar olan murat'ın çalışmaları arasında altı ciltlik " tarih - i umumi " ve bunu izleyen bir ciltlik " osmanlı tarihi " vardır. bu çalışmalarıyla hayli ün kazandıktan sonra, yarı - otobiyografik nitelikteki " turfanda mı yoksa turfa mı ? " adlı bir roman yazmıştır. bu arada mizan adlı dergisini çıkarmak için de zaman buluyor ve bu dergi yüzünden hükümetle sık sık başı derde giriyordu.
gerek yazıları - özellikle milliyetçi bir üslup taşıyan turfanda mı yoksa mı turfa mı ? adlı eseri - gerekse cemiyetle ilgili etkinliği murat'ın örgüt içinde önemli bir taraftar kitlesi toplamasına yol açmıştı. öte yandan murat'ın padişahtan istediği ıslahat listesi, ününe pek bir şey katmadı. gene de cemiyetin şükran ve üyelerinin selamet dualarıyla mısır'a yolcu edildi; abdülhamit'e karşı girişilen harekette çok yararlı olacağı düşünülüyordu.