saat 17.00...
Ay bi kadındır....
Güneş devrederken günü ..Sarı Su Dolu Fanus'a
Fanus,devrilmemek için...ağır kalçalı bir kadın gibi yavaş hareket eder... ve kurulur tahtına tüm tabasına hükmeder..
saat 18.00...
Ay bir kadındır ...
Önceden belirlenmiş menziller de haritalanmış bir gece koşusu ...
Mikail rahat..durmuş bir köşe de yaratılanı izliyor... artık hepsi standart ve herkes rolünü biliyor...
saat 19.00...
haberler başlıyor ..bu saat hiç vurmasa da olur ama ezberden şaşmamak adına yaşanıyor.
Keçi boynuzunun bir kaç gram tatlısı için odununu kemirmek gibi bir şey ...
haberler!!!
her yerde ölüm ve zulm
Ay koşarak 19.00 dan 20.00 ye kaçıyor...
saat 20.00
Yaşamların praymtaym'ı ne yapsanız olur
bir kız bulaşık yıkıyor ... en güzel diziler ekranlarda... sevgililer el ele ... bir anne çocuğunu emziriyor... taş bir plak cızırtısı... klavye şıngırtıları... kupalarda çaylar...bir parkta akşam sefası....pijamalar
saat 21.00
Ay'a dair sözler geliyor aklıma...
altı kat daha hafifsiniz yalanları .... yok arkadaş öyle bir şey...düşünüyorum da!!
gördüğünüz Yuri Gagarin bir metre sıçraya sıçraya yürüyorsa eğer; O ,ilk kez Ay'da yürümenin çocuksu heyecanı olmalı
saat22.00
Ilık bir yaz gecesi ..yıldızlar yine şikayetçi Ay'ın parlaklığından...nice dev güneşler minik soğuk bir gezegeni kıskanıyor...
içlerinden biri soruyor ''ne zaman emekli olacak da önümüz açılacak''diye... diğerleri anlamıyor.. soruyu soran israfil'e bakıyor.
saat 23.00
Ay yine şahitlik yapıyor....
Şehrin her yerinden dışlanmış bir adam... falezlerde durup yeni doğmuş bir kuşla konuşuyor.. Anlatamayınca derdini ağlıyor...
Sarı Su Dolu Fanus'un şahitliğinde falezlerden atlıyor...
saat 24.00
Ay yine bir kadındır..
ve bakmadan kimsenin isyanına, her gece yaptığı gibi o günün kucağından diğer günün kollarına atlar...kimse sormaz artık. gerçekten utanır mı bu yaptığından...
saat 01.00
Ay bir kadındır
Uyku bastırmadan önce yastık yorgan altında, çırıl bir sevişenlik arar defalarca..
...zannederim ki!! Tamda bu saatlerde.. biraz da şehvetten olsa gerek... ışığı artar ..
saat 02.00
bırakarak her şeyi yatakta ve uykuya hiç ihtiyaç duymadan ..son kez şehri dolaşır... teheccüt namazları... ölüm sessizliği... horultular... bar çıkışları... dalgaların umursuzluğu ..otoban yalnızlığı... O bile yalnızdır artık...
haaa!!!...... bi tek yer hariç. Boğaz Köprüleri
onlar hala sıkışıktır..zaten Ay orda hiç sıkılmaz....
saat 03.00
Ay bir kadındır...
ve kimse bilmez nerdedir bu saatlerde, mesela durduk yere haylazlık yapar.
Elinde çilekler, memleketin taaa! en doğusuna gider de, bir doktoru uyandırır belki de ağlatır... anlayın işte, haylazdır.
saat 04.00
Rüyaların dili çözülür..her şey karışır alemlere!!.... yeni konuşmayı söken bir bebek ağlaması , çakıl taşları , su sesi, , bir orkestra, açık kalmış bir masa lambası, soğumuş bir soba, üç boyutlu saçmalamalar ...rüya kırıntıları ve sabah ezanları...
Ay bile anlamaya çalışmaz bu saatleri
saat 05.00
ufka yaklaşır Ay. bu saat tarihin kılıç seslerini ,barut kokularını, at kişnemelerini depolar... bu saat savaş başlangıçlarının şahidi... birazdan Normandiya'ya çıkartma yapılır, istanbul fethedilir, Büyük Taarruz başlar, Mohaç, Malazgirt
bekle bizi biz geliriz...
saat 06.00
Sanmayın ki Ay bir kadındır... ve sanmayın ki devrilmemek için yavaş hareket eder... ıssız bir ormanda karanlıklarla doğar ve ilk görüldüğü yerde devrilir de
tüm günü geceye boyar...