babaannemin okuma yazması yoktur lakin zehir gibi bir kadındır. gençlerle vakit geçirmeye bayılır, sorana yaşını 10 yıl azaltır. bir kere hüviyetini yakmaya niyetlenmişti de elzem bir şey olduğunu güç bela izah edebilmiştik kendisine.
gezmeyi pek sever. öyle ki gecenin bi vakti canı sıkılıyorsa gider otobüs garına, biner antep otobüsüne. antep ten de arar: "beni merak etmeyin azıcık para gönderin" diye. sonradan öğreniriz 8 çocuğunu aramış her birinden parayı almış. ama çok ama az.
25'i geçmiş torunu var ise şayet başlar kız beğenmeye. en kötü "bulurum ben sana antep ten" der. inanılması güç çoğu kuzen onun sayesinde evlendi. düğünlerinde anna baba hak getire, baş köşedeydi hep kendisi.
oturduğu binanın tam karşısındaki apartman eğriydi. bir süre sonra yıkım kararı verildi. apartman boşaltıldı yıkım işlemi tamamlandı. babaannemin evi artık denizi görebiliyordu. kendisinden daha yaşlı olduğunu iddia ettiği bir dostuna evini bizlerden habersiz sattı. deniz manzaralı önü kapanmaz diye kadını bildiğin kandırdı. antep teki akrabaları arayıp "oğullarım beni evsiz bıraktı" diye ağladı. çalan telefonlardan sebep çocukları ona ev açtı. evini eşyalı satmış yepyeni eşyalar aldırdı.
ama evlere şenlik bir anım var ki anlatmak şart. 6-7 yaşlarındayken beni, birkaç kuzenimi, kardeşten öte beyazin gorunmez hali nickli dostumu alıp çınarcık'a tek başına götürebileceğini iddia etti. biz sevinmişiz tabii, anneler babalar "nasıl olur becerebilir misin" deseler de, "ben biliyorum gideceğimiz yeri" dedi ve ikna etti herkesi. tek sıra halinde dizdi bizi arkasında, bindik minibüse. istikamet halamın yazlığı...
minibüs şöförü: nerde ineceksin teyze?
babaannem: çınarcık'a gidiyoruz biz.
m.ş: tamam teyze doğru minibüstesin de nerde indireyim hangi durakta?
b: bakkalın orda inicez oğlum biz.
m.ş: teyzecim yol üstünde her köşe başında bakkal var hangisinde diyorum?
b: mavi tentesi olan hani, hasan işletiyor bizim. topal hasan.
m.ş: la havle...
devamı mavi tenteli bir bakkal önünde inmemiz, yol boyu dakikalarca yürümemizle sonuçlandı. bulduk mu? tanıştık topal hasan la bile. sen ne diyosun?
hadi biz çocuk aklı takıldık peşine, hadi cahil cesareti dedik yaptığın hareketlere; her şey bi kenara herkesi ikna etme kabiliyetinde gizliydi kendine duyduğun güven aslında.