inanmak isteğim bir hikayedir bu.
çocukluğumun soft hatıralarından hiç çıkmayacak olan,
günün yorgun sigara molalarında apansız yüreğe kor gibi düşen,
sükunet sahibi deniz gibi bazen,
bazen aynı denizin köpürüp kayalara çarptığı dalgaları gibi beynime çarpan,
ve alnımın, ayak parmaklarıma doğru düştüğü anlarda yazılan hikayedir bu..
görüldüğüm suretin arka yüzüdür,
heybemin dolmayan cepleri, dökülenlerin önsözü...
hayat denilen bu sessiz çığlığın tam ortasından yazarak başlamak..
ben,
yüreğine felç inmiş bir aşk zede..
pencere kenarında günü batıran tüm düşüncelerde..
sevmenin cesareti kaybolmuş,
güven bitmiş.. göz bebekleri hayatın bir sahnesi..
tekrarı olmayan, doğaçlama bir serüven..
bu hikaye işte böyle doğmuş..
aşk bir oyun.. iki perde.. ben figüran yaşadıklarım senaryoymuş.