okuldan eve geldiğinde , üstünü başını çıkarmış ve büyük bir hevesle bilgisayarını açmış hevesli bir yazar düşünün. o yazar ki o gün ''sözlükte ben yokken neler olmuş?'' ''acaba neleri kaçırdım?'' diye kendi içinden geçirdiği sorularla çebelleşirken gelir internet sayfası. gösterir ki , kaçırdığı pek bir şey yoktur. çünkü ortada bir şey yoktur. saçmalıklar ve bu saçmalıklara cevap niteliğinde entry bombardımanından başka. evet evet sözlük bombardıman altındadır. o gariban yazar acilen kendisine sığınacak bir yer bulmalıdır. bulmalıdır ki bu saçma bombardımandan yara almadan kurtulabilsin.
ortada dolaşan saçmasapanlık ülkesinin askerleri tarafından kuşatılan sözlüğünde bir köşeden izlemeye koyulur yazarırmız. sözlüğün sol kısmında bulunan başlıklara bakar , ve bir iç geçirir ; ''eskiden buralar hep başlıktı... hem de gerçekten başlık! biz çok eğlenirdik ve akşama kadar yazardık. öyle ki gün sonunda ulaşılan entrynin 100 oldugu gece son bir kez basılan ben butonundan anlaşılırdı... kimse kasmazdı çok entrym ya da başlığım olsun diye. herkese yetecek kadar entry vardı zaten bu sözlükte... biz eğlenmek için gelirdik vakti zamanında buralara... şu logoyu görüyor musun? hani üzerinde uludag sözlük yazan. işte onun altından rengarenk başlıklar geçerdi , sadece başlığa baktığında bile altındakini okumadan bir tebessüm yaratan... şimdi ayarı bozuk yazarları ayarlama uzmanlarının kol gezdiği ve kapkara renkli üniformaları ile içleri karartan saçmasapanlık ülkesi askerlerinin uğrak yeri olmuş o logonun altı. insanın saklanası , uzaktan bakası geliyor... çünkü bu askerler karanlığa ateş ediyor... işte ben de bıktım bu askerlerden saklanmaktan , logonun altında vakti zamanında ne olduğunu bilenlerle bunu defalarca tartışıp ''bu böyle olmamalı'' demekten... ben de bıktım saçmapsanlık ülkesi askerlerinin mermi kovanlarını direnişçilerin baş kumandanı moda götürüp göstermekten... bıktım ve soğudum... burası sözlük ama gün geliyor, söyleyecek söz bulamıyorum. tıpkı bütün sayfaları boş bir türkçe sözlük tutturulmuş gibi... işte insan belki de bu yüzden biraz soğuyor...