Parlak monitör ışığı, gözümü alıyor. Kapatıyorum monitörü arada, gözlerim dinlensin diye ama ne fayda! Bedenim, benimsemiş hergün bu işkenceyi çekmeyi artık. Ruhum, bir kestane çuvalına dönen bedenimden kaçıp, çok uzaklara gitmek istiyor. Hergün kendime söz versem de ''Bugün bu lanet şeyi açmayacağım.'' diye, olmuyor yapamıyorum. Pat açıyorum tekrardan, beni esir eden dikdörtgenler prizması aygıtı. Her geçen dakika, hayatımda, yeni bir başlangıç yapmak istiyorum, teknolojiden uzak, boş işlerden daha da uzak. Peki öyleyse nereye kayboluyor, 2 dkk önceki kararlılığım? Neden açıyorum yine bilgisayarımı? Neden bu lanet monitöre bakıyorum, hiçbir işim olmadığı halde? Az önce daha yeni baktığım Facebook sayfasını, neden tekrar açtım şimdi? Neden hergün gezdiğim profilleri, yine geziyorum anlamıyorum. Neden messenger penceresini tekrar tekrar kaldırıp, simge durumunda küçültüyorum? Bilgisayarda sadece Facebook ve messenger kullanmaya beni kim esir etti? Niye bilgisayar karşısındaki bu pürüzlü sandalyede oturuyorum? Kaba etim neden yaralar içinde? Dışarıda, hayatın içinde olmam gerekmiyor mu? Ne işim var bu sandalyenin üzerinde ?