Son dönemde sözlük ortamında dalgası epey geçilen bir replik var. Bir reklamda fatih terim söylüyor, 'biz kimiz?' diye.
Akp iktidarı geldiğinden ve başbakanımız başbakan olduğundan beri akıllara aslında 'biz kimiz?' sorusu geliyordu ve hala gelmeye de devam ediyor.
insanların aklındaki bir sürü tereddüt vardı. Aklı başında kimselerin yaşadığı bir üsrü tedirgin düşünceler, geleceğimize dair artık klişeleşmiş korkularımız vardı. Ülkemizin giderek daha 'yobaz ve geri kafalı olması', gelecek nesiller adına daha 'umutsuz olunması' ve giderek Atatürk'ten kopacağımız konusunda kimi sıkıntılarımız mevzubahisti.
Hamdolsun, bunların bir kısmı olmadı. Örneğin; giderek yobaz ve geri kafalı bir ülke olmadık. Çünkü zaten en başından beri öyleymişiz gibi bir tutum içerisindeydi 'büyüklerimiz'. Daha önce espri de duysak 'hadi lan ordan' diyebileceğimiz şeyler ülkenin gerçeği olmaya başladılar. Artık insanlar terörist başının serbest bırakılacağından, özerklikten, pkk'nın daha güçlü olduğundan ve bunun gibi birçok şeyden bahsediyor.
Gel gelelim, bunlardan hala rencide olabilecek insanlar olduğunun farkında değil bazı kimseler ve bunu bile bile hala başkalarına suç atmaya devam ediyorlar. Çünkü kendileri, her daim masum, her daim gariban, her daim ezilmiş kişi oldukları için böyle şeylerle eleştirilmek onları son derece 'üzüyor'. *
Bu sadece politik olaylarda da değil, toplumumuzun günlük hayatındaki kimi sıkıntılarda da ortaya çıkıyor. 6 yıldan beri istanbul'un yönetimindeki bazı zat-ı muhteremler, 30 küsür kişinin öldüğü, onlarca evin hasar aldığı bir doğal afet için 'evet, dikkat etmemiz gerekirdi, halkımızdan özür dilemeyiz' demiyorlar ve onun yerine 20 yıl önce istanbul belediye başkanlığına sahip olan partiyi ve mağdur olup, acı içinde kıvrandığı halde istanbul Halk'ını suçluyorlar.
Bu yağmurlar, bu çekilen çileler, aslında Doğa Ana'nın sorduğu hesaptır. Bizim sormamız gerekirken, onun sorduğu ve sormakta olduğu hesaptır. Çünkü biz yerinde, yapılması gereken şeyleri yapamadık ve yapamadığımız için bu hale geldik.
Ülkemiz adına eğer 1999 yılına göre 2009 yılında daha mutlu ve umutlu olduğunu söyleyen bir insan varsa ya bu insan gerizekalıdır ya da başka bir ülkede yaşıyor demektir.
Dediğim gibi, bir doğal afetle gelenler, başka bir doğal afetle filmin çıkışına ulaşırlar belki veya belki hayır, orası halkın bileceği iş ama artık birinin, birilerine başta yazmış olduğum soruyu sorması artık geri dönüşü olmayan bir şekilde elzem bir hal almıştır.
- Beyefendiler, size bir soru sormak lazım. Biz kimiz allah aşkına? Biz bu muyuz? Biz bu olmak zorunda mıyız? Cevap veriyim. Kesinlikle biz bu değiliz ve biz bu olmamalıyız!*