evin en küçüğü olunca sürekli maruz kalınan şeydir. yanlız sonrasında doğan ve gelişen yiğenler bu zevki tatamak için bir fırsattı şahsım için. şöyle ki; fırlama, bir o kadar da sevimli ve 1. sınıf öğrencisi olan küçük yiğenin dili papuç kadardır. her şeye cevap vermekte ve dayısının sözünü dinlememektedir. dayı yılların içinde biriktirmiş olduğu o merakı gidermek için uygun bir zaman olduğunun kanaatine varınca küçük yiğenin pantolonunu indirip cep telefonuyla dötünün resmini çekmemiş fakat çekmiş gibi yapmıştır. sonrasında da ufaklığın hiç anlaşamadığı aynı okulun 5. sınıf öğrencisi abisine "yeğen ben sana bu resmi çoğaltıp verecem. sende okulda her yere bu resimleri asacan" şeklinde tembih edilmiştir. tabi bir ton tehdit ve türlü kötü söz işttik ama ufaklığın ağlaması en kral senfoninin en kral parçasından daha eğlenceli gelmiştir...