türban

entry928 galeri
    399.
  1. ben sadece şunu demek istiyorum, hem arap ülkelerini hem de iskandinav ülkelerini iyi tanıyan biri olarak : keşke bir sabah uyansam türkiye'deki bakış açısı, düşünce yapısı ve insan hakları, iskandinav ülkelerinde olduğu gibi özgür olabilse. ama, burada bir parantez açmak lazım insan hakları ve özgürlük deyince ne kast edildiği ile ilgili. zira hep karıştırılıyor, isteyen istediği tarafa çekiyor, bugünlerde de sıkça görüldüğü gibi.

    insan hakları kişinin varlığı, inançları ve gururu ile oynamamaktır. evet insan gibi davranmaktır. ama bu bağlamda, ne birisi çıkıp "özgürüm ben müslümanların peygamberi ile dalga geçebilirim" diyebilir ne de diğeri "benim inancım bu kardeşim balkonda koyun besler ve bayramda kapı önünde keserim" diyebilir ki bunlar bir avrupa ülkesinde yaşanan şeylerdir! mahallemizi filan bırakın. söz konusu toplum düzeni ise, inançlar günlük yaşantının düzenini belirleyemez.

    bir dönem çok tartışılan malezya veya dubai gibi yerlerde, yabancılar belki rahat bir şekilde yaşıyorlar din baskısı olmadan. ama müslüman halk sonuçta şeriat ile yönetiliyor. nüfus cüzdanında din kısmında islam yazan herkes bu kuralların içine giriyor! din ve devlet işlerini birbirine karıştırmayanlara ve başını örtmeyenlere "korkmayın biz geldiğimizden beri ne zaman hayat tarzınız değişti" deniyor. evet güzel bir cümle. bende buna inanmak istiyorum, diyorum ya keşke iskandinavya insan hakları olsa bir sabah uyansamda...

    ama söylenen ile geçmişte yaşananlar veya söylenen ile şu anda yapılanlar birbirini tutmayınca, diyorum ki: uyan uyan burası hala bildiğin türkiye. korkmakta bir hak değil mi demokratik ülkemde?? endişeleniyorum bir çok kişi gibi. nedenine gelince, evet keşke herkes dini inancını özgürce yaşasa. kıyafetler, cemaatler, gülen'ler, ergenekonlar, derin devletler, mahalleler vs işin içinde olmasa. din; kul ile allah arasında olsa.

    ama 301 hala orada sallanırken, bir azınlık gazeteci gazetesinin önünde "dan" diye vurulup cinayete kurban giderken, ortalıkta uzun zamandır kapıdan kovala bacadan girsin şeklinde hırs küpüne dönmüş, dümende ben varım diyen siyasetçiler varken, ben ve benim gibiler "türban serbest olsun ama biz iran olmayacağız, din devleti değiliz" söylemlerini samimi bulmuyor. yoksa ne kimsenin dinine ne de türbana karşıtlık var. karşıt olunan şey arkasındaki zihniyet. yoksa ben inanmıyorum ki allah başı kapalı ya da açık ayrımı yapıyor. baktığı yer benim saçımın teli değil yüreğimin sesi bence. ve bugün biri gidip bir rektöre sorsa bu kız sizce okumalı mı diye sanmıyorum ki hayır desin. eğitime kendini adamış kişiler herkesi eğitmek ister, özellikte en çok ihtiyaç olarak gördüklerini, ufukları açılsın diye. ama yine bir rektör "ideolojilerin" karşısındadır. zira eğitim hiçbir dinin aracı olamaz. ha bilim ve din el ele yürümez mi? yürüyebilir ! ama burada bence insanın içi allahın onun olmasını istediği gibi, yani çalışan ,temiz, bilgili, ileri giden bir ateş ile yanmalıdır, cehennem ateşi ile değil.

    muhtemelen pek anlaşılmayacağım. ama birilerinin dediklerine güvenebilmek için onların icraatlarına bakmak gerekir diyorum sadece. elindeki gücü "davalar" için kullanmak bana göre iyi niyetli insanlar ile oynamaktır ve halkı birbirine düşürmektir. din savaşlarından bugüne kadar kimse galip çıkmamıştır. burada savaşılan şey türban değil bir rejimdir.
    0 ...