Zaman her şeyin ilacı dediler;
Zamanın nasıl geçtiği kimsenin umurunda değildi
Sabahlar nasıl olurdu? Akşamlar nasıl geçerdi
Sigaranın en katran yerindeydi gecelerin bitmek bilmezliği
Bölük pörçük uykularda saklıydı sabahların gelmeksizliği;
Zaman bir zamansızlıkta geçerdi de
Eksik kalan yerleri ne doldururdu
Kim olurdu, ne olurdu, herkese olurdu da, bu bize nasıl olurdu?
Kâğıt kesiği, bıçak yarası, yokluğun anatomisi
Acıyan çok can yakan yara
Çizik çizik kalan yüreğim,yerini çok sonradan öğrendiğim..
Ağlamak acizliktir dediler
Çok aciz kaldığım..
Derdimi söylediğim ama içimi anlatamadığım..
Buradaydı işte sol tarafımda, biraz daha aşağısında yürek bildiğim yerin..
insan nasılda akıp gelen selin karşısında duramazmış
Deli divane akıp duran, akarken ne varsa içinde sürükleyegelen
Selin hızı kesilince kendini suyun kenarında bulur ya insan
Her yeri yara bere beklerken kenarda
Zaman her şeyin ilacı derler;
Yine söylerler.
Gün olur, sonra hafta olur, zaman geçer
Ay olur, sonra zaman geçerde belki yıl olur! dert olur..
Halim ne yaman olur;
Ahvalim perişan olur..