küçücük odada futbol oynamak.
her cuma günü özlemle babanın 60 km uzaktan gelmesini beklemek.
halının üzerinde güreşmek.
ona sarılıp uyumak.
maç yaparken baba tarafından izlenmek ve ondan taktik almak.
birlikte sinemaya gitmek film arasında elinde patlamış mısırla dönmesini beklemek.
birlikte fener maçı izlemeye gitmek. içtiği rakısından bir yudum almak.
şimdi hem babalığı hem de bunları unuttun be baba. seviyorum seni yine de..