halkın cebindeki kara gün paralarına, zor günler için saklanılan 3-5 altına, hastalıkta kullanılsın diye bankaya düşük faizden konulan iki kuruş paraya göz koyan, yedikleri yetmemiş gibi bunları da yemeye niyetli aşağılıkların yaptığı beyinsizce bir reklamdır.
ekonomist değilim, yanlış düşünüyor da olabilirim; ama halkın bu durumunu görmek için sanırım ekonomistliğe de gerek yok, değil mi?
bu nasıl bir dalga geçiştir? bir beyin bu kadar verimsiz nasıl çalışır ki? o reklamı düşünen, yöneten, yazan ve kurgulayanlar bu kadar mı yozlaştılar acaba ülke gerçeklerinden?
peki ya ekonominin ebesiyle fantezi yapıp düzeltemeyen, ve şimdi çareyi simitle sakızla arayan yöneticilere ne demeli?
her şey bu kadar kolay, öyle mi?
alacağız 2 sakız, 3 simit, ohh! al sana mis gibi ekonomi kurtuldu bizim kenardaki paralarla.
sonra ne olacak?
hayır, sakızı simiti aldıktan sonrasını sormuyorum.bizim kenardaki paraları yediniz ya, bitti ya o paralar da. işte, ondan sonra ne olacak?
sizin beceriksizliğiniz yüzünden işten çıkarılacağız ya, ya da sizin her dakika değiştirdiğiniz kanunlar yüzünden sağlık hizmeti de alamayacağız ya, ne olucak acaba o zaman?
tabi buna da bir yoz sırıtışla yeni bir fikriniz vardır nasılsa.yaz bir reklam filmi, 2 tane de t.şşaklı adamı oynat, oldu bitti ne güzel.
o değil de, akşama çıkın, gerçekten halktan olan birisinin evine gidin kapıyı çalın. çay var, hani siz demiştiniz ya bize bsg çay koy diye, gülüp dalga geçmiştiniz ya, tamam işte, halk mesajı aldı ve çay koydu, sizi bekliyor. ama simit alamadık yanına; paramız yetmedi.onun yerine hemen hamur kızartıverdik evden. masaya da gül filan koyamadık ama parktan papatya topladık.
hadin ama, sakın gelmemezlik yapmayın, olur mu?
halk sizi beklemekte, artık gelince konuşuruz devamını.