sawyer: naber türko.
türko: hişş alo bana bak bi sen hele. kime diyom hacı. oğlum kıl kuyruk gel senle iki konuşuk edek. bak birader. bu kate bacımızın etrafında çok dolanıyomuşsun sen. kate dünya ahret bacımızdır, yanlış yapılmasını istemeyiz. ben bacımla senin konuyu konuştum. çok fazla üstüne geldiğinden bahsetti.
sawyer: yok be türkoo kuru iftira.
türko: hüşş bana el kol hareketiylen hitap etme sokarım o kolunu münasip bi tarafına. ne dedim ben, hah kızla konuştum hacı, kız kararsız, şurdan şuraya gitmek nasip olmasın ki aranızdakileri tasvip etmem mümkün değil. haa zaman ne gösterir bilemem. emme bu kız da mağara kovuğundan çıkmadı öyle hemen yiyişelim görüşelim olmaz. gideriz bi gün ailesine çıtlatırız, gelirler bi kahvemizi içerler. durumu etraflıca görüşürüz. tamam mı koçum he güzelim.
sawyer: ee çok uzattın ama türkoo, ooll rayyt.