öncelikle şunu belirteyim ; etiketlenmiş başlıklardan bir tanesi bu başlık. sonrasında salaklığı bir kenara koyarak bir tanım yapayım; istediğini istediği şekilde yazma özgürlüğüne sahip yazardır. yeri gelmişken uzun entry başlığına yazdıklarıma da bir göz atıverin. belki uzun entrylerin anlamının salaklıkla ilgisinin olmadığı çok daha iyi anlaşılır.
yahu ne diyebilirim ki? bu sözlükte herkes istediğini yazmakta özgür. düşüncelerini nakşettiği üslubu kullanmakta özgür. istediği yazarların entrylerini takip etmekte de özgür. öyleyse neyi savunuyoruz. isteyen kısa yazsın , isteyen uzun. değinmek istediğim tek nokta var. o da şu: uludağ sözlükte uzun entrylerin rağbet görmediği bir yalan. üstelik entrylerinin rağbet görüp görmemesine göre davranan bir yazardan ne beklenilebilir ki? bizler sözlükte başkaları beğensin diye mi yazıyoruz?
bu soruların cevabını şu deyim çok iyi açıklıyor aslında:" nabza göre şerbet vermek" eğer ki siz başkaları için, hatta oy kaygısı yaşadığınız için sözlükte yazıyorsanız sizden iyisi yoktur. uludağ sözlükte de bu geçerlidir. bazı yazarlar görüyorum emek verip, didinmiş, uğraşmış, yazmış. bir çırpıda okuyuveriyorsunuz o uzun uzun cümlelerini. bir de bakmışsınız ki tek bir oy bile almamış. bazıları da var ki gidip en saçma başlıklara anlamsız bakınızlar vermiş. içeriğinde zerre bilgi, zeka pırıltısı, ironi...vs. yok. ancak karmasına bir göz atıyorsunuz ondan iyisi yok. hasbinallah!
vallahi onu bunu bilmem. bir yazar sözlük için gerçekten emek verip, düşüncelerini cesurca savunarak üslubunu ustaca konuşturabiliyorsa en değerli yazardır benim gözümde. yazdıkları diğer yazarlar tarafından çok beğenilmiş, hiç beğenilmemiş benim için hiç önemli değil. her zaman derim yine diyorum; gönlüm uzun entrylerden yana. yazdıklarım varsın okunmasın, hatta okumaktan sıkılan beri gelsin. düşüncelerini uzuun uzuun açıklayan yazarlarımızın önünde de saygıyla eğiliyorum. hiçbir zaman pes etme taraftarı değilimdir. o yüzden sizler de pes etmeyin!
