mürtilerince adı fethullah olan birisine fetoş demek için belge, bilgi ve çok kitap okumuş olmak gerektiği iddia edilen; mars krateri. kendi kendine yeterli survival of the fittest sith lordu.
metaforlardan uzak; bilerek ve isteyerek cahil bıraktığı böylece cehaletlerinin karanlığından güç kazanmayı umduğu müritlerinin anlayabileceği şekilde anlatmak gerekir ise;
yeni nesil - new generation evangelism- artık dünyada yemiyor. amerika, zaten kazanmış olduğu, zaten ezdiği, yendiği ülkeye karşıymış gibi gösterip tüm dünyaya ayar vermek için gereksiz, boşu boşuna atom bombası bile atabildiği dönemki kadar güçlü değil. belki askeri olarak daha güçlü. ama bunun sebebi rakiplerinin enine boyuna güçsüzlüğü. öte yandan ekonomik ve siyasal olarak; ikinci dünya savaşı ve soğuk savaş zamanındaki kadar güçlü değil. kimse onun yardımını istemiyor. zamanında isteyip kendi halkına dizlerine kadar kan akıtmış olan devletler de artık uyandılar.
bu yeni durumda amerikanın emperyal kontrol altında tutma doktrini de, total güç kullanımı ilkesi ile birlikte değişiyor. artık topyekun savaş yok. preemptive strike var.
işte bu dönemde alemlere secondary islam peygamberi olarak inmiş nuryüzlü ağlak bayır gülünün üzerine amerikan nuru yağıyor. sadece türkiye için değil tüm bir islam dünyasında kullanılabilir bir piyon. okulları sayesinde her yana girilebiliyor.
buna uyanıp engel olan, okullarını kapatabilen sadece rusya var. oraya da yakındır türkçe sevdası ile okul açması. bol patatesli pirinçle birlikte türkçe kuran okutulmayan ışık evlerine sahip olan ama aynı zamanda türkçe sevdalısı olduğu iddia edilen efendinin müritleri de kendisi gibi duruma hakim olduklarına inanıyorlar.
oysa emperyal bir dünyada emperyal istekleri olan her bir kurum/olgu/kuruluş/grup aslen emperyal dünyanın br piçidir ve o korporatif yapının işbirlikçisi olmadığı sürece varlığına devam edemez.
ceo'su olduğu tarikatın da olayı sadece ve sadece korporatif ve işbirlikçi low level bir örgüt olmaktan ibrettir.
öte yandan sanıyorum hiç bir maşa daha önce abd'nin eline bu kadar oturmamıştı.
