izmirle kıyaslanmaması gereken şehir. çünkü her türlü eline verir izmir'in. bursa'da kışı da yaşarsınız yazı da. denizi de vardır dağı da. gider maçınızı da izlersiniz yüce bursaspor'un, ulu cami'ye hanlarına gider tarihi de koklarsınız. ekmek içine sosis doldurup yemek dalga geçilesidir mis gibi tereyağlı iskenderin yanında. şimdi bir kaç sıkıntısını sayalım:
-yoğun göç nedeniyle her türlü insanın birikmesi, her türde insanın olması demek.
-bir saatten sonra ölmese de kan kaybeder şehir, metro gece 12ye kadar olmamalı, yarım saatte bir de olsa seferler sabaha kadar sürmeli, ne yapsın gezmeye çıkan insan 11.30da cafesinden, kültürparkından ayrılıp koşa koşa son metroya mı yetişsin. özellikle o canım kültür park saat 12den sonra daha da bir enfesse?
-evet gece 2den sonra sokağa çıkan insan sayısında azalma var. hatta 4civarında çıkan bir kişi var o da benim, o derece.
-çarpık kentleşme her şehrin sorunu gibi burda da sorun.
-büyük olması, evet fazla büyük olması. ama merkezin kısıtlı bir noktaya sıkışmasından dolayı milletin küçük sanması. istanbul şöyle büyük şöyle büyük diyenler haritayı açtığında bursa'nın daha büyük olduğunu görürler. ama merkez küçük derlerse orası doğrudur. merkez küçük olduğundan lise arkadaşınızı, babanızı, doktorunuzu altıparmak heykel arasında görmeniz işten bile değildir.