dünyadaki bütün güzel kızlar, kadınlar!
aslında hepiniz benimsiniz değil mi?
gelsin, yanaşsın yanıma içinizden biri
ve desin ki "korkma, utanma be adam!"
ne olur güzel kız hiç gitme yanımdan...
hayali bir beden peyda oldu karşımda;
boyu ufak, tombul ve biraz esmerce bir küçük,
ey rabbim! ne kadar da utangaç, duruşuyla hazırolda.
ufaklık kimin nesiydi ki acaba? yok, hayır, hatırlayacağım!
kahretsin! hatırladım işte, sen bendin be çocuk!
çık fotoğraflarımdan, defol git çabuk!
senin yüzünden güzel kızlardan, kadınlardan kaçıyorum
utanıyorum, reddedilmekten korkuyorum.
sana olan nefretim o kadar büyük ki seni boğmak istiyorum!
ancak;
seni öldürsemde hiçbir şey değişmez be çocuk...
biliyorum ki utangaçlık senden bana miras kalacak
ne olur git ve bir daha gelme be çocuk
kim bilebilir belki bir umut; güzel bir kadın gelir yanıma ,
ve der ki "korkma, seninim be adam!"
ne olur güzel kadın hiç ayrılma yanımdan.
ne olur güzel kadın hiç, ayrılma yanımdan...
ekleme: bu şiiri yazalı aylar olmuş ve şu an fark ediyorum ki yine aynı ruh hali içerisindeyim. bir ızdırab var içimde ve hiç dinmiyor. söneceği yerde daha da alevleniyor ve ben içerisinde giderek daha fazla yanıyorum.
kabul ediyorum ki, işte bu gün, bu saatte, her zamankinden daha fazla sana muhtacım.
sen, güzel kadın, ne olursun yanaş yanıma!
sana muhtacım! -her zamankinden daha fazla.-
bırak elindeki neşteri, kıyma canıma...
öldürüyorsun beni, bu yargısız infazla...
beni öldürecekmişcesine yakın,
kendini öldürecek kadar uzaksın.
"insaf et, ne olursun, sana muhtacım!"
ancak, söyleyemem, farz et ki, bir "lal"ım...