--spoiler--
AŞAĞIDAKi YAZI MICHAEL JACKSON ANISINA 07/07/2009 TARiHiNDE YAZILMIŞTIR;
Ben bir insanım.
Bugün benim ölüm günüm. Az önce doktor ölüm saatimi söyledi. Halbuki ben zaten bir süredir o bedende değildim.Onları çaresizce beni döndürmeye çalışırken seyrediyordum. Bedenimi, yılların ve benim yıprattığımız bedeni seyrediyordum. Yüzümdeki her çizgide saklı olan acıyı ve mutluluğu seyrediyordum. Ne verdikleri şoklar, ne kalbimin üzerine aralıksız yaptıkları masajlar, ne iğneler, hiçbirinin beni geri döndürmeye yetmeyeceğini bilerek, onları seyrediyordum.
Yaşarken doğduğum günü hatırlamazdım ama şimdi bir film şeridi gibi gözümün önünden tüm netliği ile akıyor. Sadece o an mı.. Hayatımın her anı, yaşarken hep aklımda olan, ya da yaşarken unutmak için beynimin en gizli köşelerine sakladığım tüm anlar. Başarılarım, başarısızlıklarım, acıdan ağlamak isterken ağlayamadığım , yıkılana kadar direndiğim, yüzüme takdığım maskeyi sonuna kadar koruduğum zamanlarım, mutluluktan kalbimin yerinde durmamacasına çırpındığı zamanlarım, kırdığım insanlar, kırıldığım insanlar, hatalarım ve hata sandıklarım hepsi önümdeler. Dile kolay yarım asırlık bir hayat. Ama şimdi bakınca bir an. Dünyaya küçük bir dokunuş. Dolu dolu bir an. Halbuki yaşarken o anlar bazen hiç dolmazdı.
Hayatım güzel miydi diye düşünüyorum.Tüm yalnızlıklarım, acılarım, hüzünlerimle birlikte yüzümde oluşmuş tek bir masum ve içten gülücük onu güzel saymaya yeter. içimdeki ışığın farkına vardığım ve bu ışığı etrafa yansıtabildiğim tek bir saniye bile olduysa, evet benim hayatım güzeldi. insanlara verdiklerim ve onların benden zorla aldıklarıyla, milyonlar beni severken, yakınımda beni gerçekten sevenlerin sayısı parmakla sayılacak kadar az olmasına rağmen hayatım güzeldi.
ilahi dokunuş hep benimleydi.Bazen bilerek, bazen bilmeyerek, beni, hepimizi yaratanın dokunuşunu taşıdım üzerimde.Adımlarımda,sözlerimde. Pekçok zaman benim sandım aslında benim olmayanı.Şimdi bakıyorumda kendimi dışarıda ararken aradığım hep içimdeymiş. Çoğu zaman küçük bir çocuk kadar saf, bazense yaşlı bir adam gibi bilge ve olgun. Kimi zamansa tüm saldırılara ve kötülüklere karşı duracak kadar cesur. Zorda olanlara karşı sevecen ve merhametli. Duyguları sel gibi akmaya başladığı an ruhu ve bedeni ile onları bir güneş gibi bütün dünyaya yansıtabilen. işte bu benim. Hayır aslında bu o. Hepimizin içinde farklı şekillerde olan ama yaşam boyunca gölgeler içine sakladığmız ve çoğumuzun bir türlü görmediği veya görmek istemediği. Bu Allah'ın dokunuşu ve ışığı.
Bugün benim ölüm günüm.
Artık, ne ben, o bedenim, ne de o, ben. Son kez bakıyorum, üzerinde çılgınca çalıştığım yorgun yüze ve bedene. Doktorlara bakıyorum, yüzlerindeki üzüntü ve şoka. inanmak istemezmiş gibi birbirlerine bakıyorlar. Gülümsüyorum. Hatta kahkaha atmak geliyor içimden. Uzun zamandır böyle huzurlu bir anı yaşamak için neler verebileceğim konusunda fikirleri yok çünkü.Anlamalarını da beklemiyorum zaten.
Son kez ailemi ve çocuklarımı düşünüyorum.içim burkuluyor ama bir gün yine karşılaşacağımızı hissediyorum. Onlara sevgimi ve ışığımın parıltısını bırakıyorum.Tüm kırgınlıklarım artık çok uzakta.
Ben bir insanım.
Pek çok insana göre büyük, bana göreyse küçük bir dokunuş yaptım dünyaya. Hatalarımla,doğrularımla, hüzünlerimle, sevinçlerimle ben, ben oldum ve bu dünyayı sevdim.
En umutsuz ve karamsar halinde bile ben bu dünyayı ve insanlarını sevdim. Kendi içime kapanmışken de, onların arasındayken de sevmekten hiç vazgeçmedim.
Artık vakit geldi.Etrafımda bugüne kadar hiç hissetmediğim kadar sevgi hissediyorum. Bedenimi ve doktorları artık çok zor görebiliyorum. Etrafımdaki ışık ve verdiği sevilme hissi.. Bu her şeye değer. Elveda hayatım, elveda dünya, elveda beni sevenler ve sevmeyenler…Ben artık gidiyorum. Kimbilir belki bir gün, bir yerde, başka bir dünya veya hayatta ışıklarımız buluşur..
--spoiler-- *