ben bu yazıyı sana yazdım

entry31009 galeri
    1235.
  1. bizim bir sürü hayalimiz var ve hepsi birkaç yıl içinde gerçekleşecek. mesela -nerede olduğu önemli değil- çok büyük olmayan bir evimiz olsun. iki tane odası olsun, ama minçik. salonu olsun, öyle koskocaman değil ama misafiri rahat ağırlayabilecek kadar. sonra, bir televizyonumuz olsun mutlaka. biz sevmeyiz televizyon izlemeyi. ama dostlarımızla pes oynamak için gerekli. sonra, mutlaka bir tavla ve iskambil kağıtları. bir yandan dostlarımızı ağırlarken bir yandan da eğlenmek için. sonra ailelerimiz ya da dostlarımız yatıya misafirliğe geldiğinde rahat edecekleri iki çekyat işimizi görür. öyle misafir odaları olan, her odasının ayrı banyosu bulunan koskocaman şaşalı evleri sevmeyiz biz. gerek de görmeyiz. gönlümüz tok bizim.

    bizim bir sürü hayalimiz var ve hepsi birkaç yıl içinde gerçekleşecek. mesela iki oğlumuz olsun. birinin adı çağrı birinin adı bilge olsun. bizim gibi olsunlar. birisi haşarı ama zeki, birisi de sessiz ama çalışkan olsun. dürüst olsun bizim gibi, hayata ve insanlara karşı. bizim gibi korkusuz ama temkinli yaşasın sevdasını. bizim gibi sevsin, bizim gibi güvensin sevdiğine. bizim gibi mücadele etsin ve bizim gibi kavuşabilsin yarine.

    bizim bir sürü kararımız var geleceğe dair. mesela birbirimizin kalbini istemeden kırdığımızda bile, yatağımıza asla küs girmeyeceğiz biz. biz zaten küslük sevmeyiz. dayanamayız küs kalmaya. küsemeyiz de zaten. sonra, eğer çocuğumuz erken okumayı öğrenirse bizim gibi, asla büyük sınıftan başlatmayacağız. sigara içeceksek, mutfak ya da balkon dışında asla içmeyeceğiz. sonra, eğer çocuğumuz ileride bizi sigara içerken yakalarsa 'aslında zararlı sen sakın içme' demeyeceğiz ona. gerekirse gördüğü ana bırakacağız sigarayı.

    bizim bir sürü kararımız var. mesela, çocuklar büyüyüp yuvadan kanatlanınca, biz de biriktirdiğimiz parayla italya'ya, venedik'e gideceğiz. başbaşa, iki genç aşık gibi gezeceğiz gondollarla o güzel şehri. bir sürü fotoğraf çekeceğiz. herkes bizi görünce gıpta ile bakacak, imrenecek. çünkü birbirimizi ilk gördüğümüzde gözlerimizin içine nasıl bakıyorsak hayranlıkla, o zamanda bakacağız ellerimiz bir, ruhlarımız, kalplerimiz bir.

    bizim bir sürü, ama bir sürü hayalimiz var. mesela, torun tombalağa karışıp herkes düzenini kurunca, satıp evi küçük bir sahil kasabasına yerleşeceğiz. şöyle tek katlı, iki odalı, ocaklı minçik bir evde, başbaşa yaşayacağız son yıllarımızı. akşam olunca demleyip çayları, oturacağız mehtaba karşı, koyulacağız koyu bir muhabbete. bazen birer duble rakı alacak yerini bu demli çayların. bazen şarkılar söyleyeceğiz bu masalarda, aşkımızı anlatmaya çalışan. bazen eski ama eskimeyen dünlerimizden bahsedeceğiz. yıldızları sayarken koyun koyuna uyuyakalacağız ayazda. gözlerimizde gözlük, saçlarımız pamuk beyazı olduğunda bile birbirimizden başka gerçek dostumuz olmayacak bizim, sırdaşımız, arkadaşımız olmayacak.

    bütün bunları yaşamak için biraz daha bekleyeceğiz. ama yorulmayacağız biz. biz birbirimizle yaşıyoruz hayatı, görüyoruz güzellikleri, dokunuyoruz yıldızlara, bulutlara.

    bizi biz yapan bütün tesadüflere, kadere; bütün çilelere, sevinçlere; bütün öfkelere, korkulara şükredeceğiz hayatımız boyunca.

    ben bu yazıyı bize yazdım aslında. sen diye ben diye bir şey kalmadı artık ortalıkta.
    10 ...